Kaybolan Kimseyi Bulmak İçin Okunacak Dua

Kim ki çok sevdiği birinin kaybeder ise dilinden duayı ve kalbinden inancı eksik etmemesi gerekir. Bu bakımdan da kayıp duası okunması sizlere büyük fayda sağlayacaktır. Kayıp duası okuyan ve sevdiği kişiye kavuşmak isteyen kişilerin bu duayı sürekli olarak tekrar etmeleri oldukça faydalı bir durumdur. Şüphesiz ki Allah her şeyi duyan ve işitendir. Kalbinizi daima bir fazilet timsaline yormalısınız. Bu sizin daha iyi düşünmenize ve daha iyi görmenize de olanak sağlayacaktır. Unutmayınız ki kalbinizin temizliği Allah’a daha yakın olmanızı sağlayacaktır. Bu durum da kaybolan birisinin veya da kaybolan bir eşyanızın size tez zamanda dönmesini sağlayacaktır.

Kaybolan Kimseyi Bulmak İçin Okunacak Dua

Kayıp duasının okunuşu şu şekildedir;

“Allâhümme rabbe’d-dâlleti ve hâdiye’d-dâlleti, rudde aleyye dâlletî bi kudretike ve sultânike. Fe in-nehâ min fadlike ve atâike.”

Kaybolan Kimseyi Bulmak İçin Okunacak Duanın Arapça Yazılışı

Kayıp duasının Arapça yazılışı da şu şekildedir;

اَللَّهُمَّ رَبَّ الضّآلَّةِ وَهَادِىَ الضَّآلَّةِ رُدَّ عَلَىَّ ضآَلَّتِي بِقُدْرَتِكَ وَسُلْطاَنِكَ فَاِنَّهَا مِنْ فَضْلِكَ وَعَطَاءِكِ

Kaybolan Kimseyi Bulmak İçin Okunacak Duanın Türkçe Anlamı

Kaybolan kimseyi bulmak için okunan duanın Türkçe anlamı ise şu şekildedir;

“Ey kaybolanların Rabbi ve kaybolanları ve yolunu kaybedenleri doğru yola kılavuzlayan Allah’ım! Kudretin ve saltanatın hakkı için kaybettiğim şeyi ve kişiyi bana iade eyle. Çünkü bu senin fazl ve keremindendir.” Amin.

Kaybolan Kimseyi Bulmak İçin Okunacak Duanın Fazileti

Her gün sabah kalkılır ve iki rekât kılınır. İki rekât namazın ardından ise 40 kere kaybolan kimseyi bulmak için dua okunur.  Aynı zamanda yatmadan önce de zikredilmesi gerekir.

Kaybolan Kimseyi Bulmak İçin Okunacak Dua Dinle

Rüyada Nişan Atmak

Rüyada nişan atmak, rüyaya muhatap olan kimsenin çalışma yaşamında önüne çıkacak bir takım sorunlara işaret eder. Dolayısıyla maddi olarak kayba uğrayacağı bir döneme gireceğine yorulur. Kişinin iş hayatı ile ilgili problemlere yorulan nişan atmak, aynı zamanda var olan mevkinin kaybedilmesi ve itibarının zedelenmesi şeklinde de yorumlanmaktadır.

Rüyada Nişanlandığını Görmek

Rüyada nişanlandığını görmek, hayırlı haberlerin geleceğine işaret olarak yorumlanır. Rüyada nişanlandığını gören kişi gerçek hayatında bekar ise eğer yakın zamanda bir kimseye aşık olacağına ya da dünya evine gireceğine yorulur. Kişi tanımadığı bir kimse ile nişan yaptığını görüyorsa, yakın zamanda hayatında pek çok fırsatlarla karşılaşacağına ve etkili bir kimse tarafından destekleneceğine işaret eder. Rüyayı gören kimse tanıdığı bir kişi ile nişan yaptığını gördüyse eğer, uzun süreli olmayacak bir takım üzüntüler yaşayacağına işaret eder.

Rüyada İki İnsanın Nişanlandığını Görmek

Rüyada iki insanın nişanlandığını görmek, böyle bir rüyayı gören kişi yakın zamanda mutluluk verici gelişmeler yaşar, aynı zamanda maddi olarak büyük miktarda kazançlar elde ederek refah bir hayata kavuşur.

Rüyada Kızının Nişanlandığını Görmek

Rüyada kızının nişanlandığını görmek, rüyaya muhatap olan kişi kızının ya da oğlunun nişanlandığına şahit oluyorsa eğer yakın zamanda güzel haberler alacağına yorulur. İster erkek ister kadın olsun evladının nişanlandığını görmek mutlu günlerin habercisi olarak işaret edilir.

Rüyada Nişan Merasimine Gitmek

Rüyada nişan merasimine gitmek, kişinin iyi niyetli ve dürüst kimselerle arkadaşlık kuracağına ve onlarla güzel vakitler geçireceğine işaret eder. İçinde bulunduğunda kendisini huzurlu ve mutlu hissedeceği bir çevreye sahip olmaya yorulur.

Rüyada Nişan Yüzüğü Görmek

Rüyada nişan yüzüğü görmek, maddi anlamda kazançlar elde etmeye ya da kısmetin açılarak evlenmeye işaret eder. Rüyayı gören kişi bekar bir kimse ise yakın zamanda dünya evine gireceğine; hali hazırda evli birisi ise büyük bir servete kavuşacağına yorulur. Rüyaya muhatap olan kimse nişan yüzüğünü satın alıyorsa ve bekarsa eğer, kısa süre içerisinde sevdaya yakalanacağına işaret eder. Rüyada nişan yüzüğü takan kişi rüyaya paralel olarak gerçek hayatta da evliliğe adım atar şeklinde yorumlanır. Evli bir kimse nişan yüzüğünü takıyorsa eğer, hane içinde eşiyle bazı sıkıntılar yaşayacağına da yorulur. Aynı zamanda var olan problemlerin giderilmesi olarak da yorumlanmaktadır.

Rüyada Kızımı Görmek

Rüyada kızımı görmek rüyanın şekliyle değişebilen anlamlar taşır. Ebeveynler genellikle kız çocukları konusunda daha hassastırlar ve onların hayatındaki her olaydan çok fazla etkilenirler. Birbirini çok seven insanlar arasında telepatik iletişim olur. Bu sebeple kızını rüyasında gören kişinin rüyası gerçek anlamda işaretler içerir. Kızını kötü bir durumda gören kişinin rüyasının anlamı gerçekte kızının bir depresyonda olduğunun habercisidir. Ya da kızını iyi durumda rüyasında gören kişinin gerçekte kızı tarafından sevindirici bir haber alacağını müjdeler.

Rüyada Kızımı Gelinlikle Görmek

Rüyada kızımı gelinlikle görmek rüyayı gören kişinin kızının yakın zamanda hayırlı bir evlilik yapacağına işaret edebileceği gibi rüya sahibinin bu konudaki aşırı isteğinden dolayı bilinçaltı rüyası da olabilir. Rüyada kızımı görmek ve gelinliğinin kirlendiğini görmek rüyayı gören kişinin kızının evliyse evliliğinde problemler yaşadığını bekarsa kötü bir kısmetin çıkacağını haber verir.

Rüyada Kızımı Ölmüş Görmek

Rüyada kızımı ölmüş görmek rüyayı görenin kızının ömrünün uzayacağını haber verir. Bazen de rüyayı görenin kızının içinde yaşattığı güzel duyguların kaybolduğunu ve mutsuz olduğunu anlatır. Rüya sahibi kızına yardımcı olmalı ve zor zamanları birlikte atlatmalıdır. Rüyada kızımı görmek ve birlikte ölü evine gitmek rüya sahibinin kızıyla birlikte yakın bir akrabasının ya da komşusunun cenazesine gideceklerini haber verir.

Rüyada Kızımı Hasta Görmek

Rüyada kızımı hasta görmek genellikle rüya sahibinin kızının yakın zamanda hastalanacağına ya da üzüleceğine işarettir.

Rüyada Kızımı Hamile Görmek

Rüyada kızımı hamile görmek iki anlamlı bir rüyadır. Kız gerçekten yakında hamile olabilir ya da sürpriz gelişmeler yaşayabilir. Rüyada kızımı görmek ve birlikte hamile alışverişi yapmak kişinin kızının bebek sahibi olmasını çok istediğinden dolayı bir bilinçaltı rüyasıdır.

Rüyada Kızımı Ağlarken Görmek

Rüyada kızımı ağlarken görmek rüyayı gören kişinin gerçek hayatta kızının yaşayacağı olaylar karşısında üzüleceğini ve ona destek olması gerektiğini haber verir. Rüyayı gören kişi kızıyla küs ise yakın zamanda barışacaklarını müjdeler. Kızını ağlarken görmek, rüya sahibinin manevi desteğinin kızı için çok önemli olduğunu vurgulayan bir rüyadır.

Rüyada Kıskanıldığını Görmek

  1. Rüyada Kıskanıldığını Görmek

Rüyada kıskanıldığını görmek, bu rüyayı gören kişinin yapacağı iyi iş, davranışlara ve, rüyayı gören kişinin iş konusunda gayet başarılı bir hayata sahip olacağına işaret etmektedir. Birçok yönde insanların istediği yaşama sahip olmak, her işi en iyi şekilde yapmak, özel hayatla iş hayatını iyi bir şekilde yürütmek anlamına da gelmektedir. Eğer rüyanızda bir kadın sizi kıskanıyorsa, dedikodu, haksız sözler işitmeye alametken, eğer bir kadın değil de erkek tarafından kıskanılan bayanların, kavgaların bitmek bilmediği (eksik olmadığı) bir ilişki yaşayacağının belirtisidir. Bu ikisinden biri değil de evli bir kadının, eşi tarafından kıskanıldığını görmesi durumunda ilişkilerinde güvensizliğin olduğu, eş olarak giderek birbirlerinden uzaklaştıkları şeklinde yorumlanır.

  1. Rüyada Birini Kıskandığınızı Görmek

Rüyada birini kıskandığınızı görmek, kendine karşı güveni olmayan herhangi bir kişinin, bunu örtmek ve dışarıya olduğu gibi değil de farklı bir biçimde göstermek için bazı yollara başvuracağını ve bu davranışları nedeniyle tepki toplayacağını ve asosyal bir hal alacağını bildirmektedir. Rüyasında eşini kıskandığını gören kişiler ise sürekli olarak bir şüphe içinde olurlar ve gerçek olmayan bazı nedenlerden dolayı sürekli kavga veya tartışma çıkarıp aile içinde huzursuzluğa neden olurlar. Bekar bir kadının sevgilisini kıskandığını görmesi ise uygunluğu bulunmayan bir ilişki yaşadığına ve bu kişi ile geleceğinin olamayacağını işaret etmektedir.

  1. Rüyada Kıskançlık Krizine Girmek

Rüyada kıskançlık krizine girmek, bu rüyayı gören kişinin sürekli hırçın davranan rüya sahibinin ailesi tarafından eleştirilmesi, işte sürekli şikayetçi olması nedeniyle yöneticileri ile ilişkilerinin bozulması, uğursuzlukla gösterilen olayların yer bulması olarak tabir edilir.

  1. Rüyada Kıskanılmanın Psikolojik Yorumu

Rüyada kıskanılmanın psikolojik yorumu şu şekildedir: Fazla övünen ve kendine çok önem veren kişileri temsil eder. Kendisi ile ilgili eleştiriyi kabul etmeyen, kusurlarını görmezden gelen, sürekli kendi bildiğini yapan ve insanların düşüncesine önem vermeyenlerin kişilerin gördüğü rüyalardır.

Rüyada İstenmemek

Rüyada istenmemek rüyayı nasıl bir şekilde gördüğünüze bağlı olarak değıişkenlik göstermektedir. Eğer rüyada çok yakın bir arkadaşınız tarafından istenmediğinizi görmeniz tam aksine onunla aşk yaşayıp üstelik bu aşkın evlilik sürecine kadar da ilerleyeceği anlamına gelmektedir. Bu yönden rüyasında yakın bir arkadaşı tarafından istenmediğini gören kimsenin o kişiyle evlilik yolunda ciddi anlamda önemli bir adım atacağını dile getirmemiz her yönden mümkün hale gelecektir.

Öte yandan ev halkı tarafından istenmeyen birisi olarak kendinizi görmeniz gerçekten de günlük hayatınızda da hem ev halkıyla hem de çevrenizdeki insanlarla sürekli sürtüşmelerinizin olacağı ve sürekli problemlerle baş etmek durumunda kalacağınız anlamına gelir. İşte bu özelliğinden hareketle rüyada istenmeyen birisi olarak kendinizi görmeniz olumsuz bir durum olarak görülmektedir. Çalıştığınız iş yerinizde istenmeyen adam ilan edilmeniz ise iş yaşamınızda hedeflediğiniz performansın altında kalarak başarısız olacağınıza delalet etmektedir. Bu durumun da sizin motivasyonunuzu gerçekten de ciddi oranda düşüreceğine ve bu özelliğinden de hareketle birtakım problemlerle karşı karşıya kalmanız anlamına geleceğine her yönden delalet etmektedir. Ortada duran bu özelliklere dayanarak her yönden tamamen fark yaratan nitelik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Rüyada Birisini İstememek

Rüyada birisini istememek kişinin günlük hayatında da sosyal ilişkilerini bozacağına delalet ederek hoşgörüsüz, insanlara tepeden bakan ve de kibirli birey olarak karşımıza çıkar. Bunun yanı sıra rüyasında çok iyi birisini istemediğini görmek ise rüyayı görenin kötü kişilerle arkadaşlık kurarak sosyal ilişkilerinin bozulacağı anlamlarına gelivermektedir.

Rüyada İstenmediğini Görmek

Rüyada istenmediğini görmek iftira, karalama kampanyası vs gibi küçük düşürücü durumlarla karşı karşıya kalarak böylelikle hem iş yaşamında hem de sosyal yaşamında dengesini tamamen alt üst edecek sonuçlarla karşı karşıya geleceğine alamet eder. Bunun yanı sıra çevrenize karşı son dönemlerde oldukça kırıcı, incitici hareketlerde bulunacağınız anlamına da gelmektedir.

Rüyada İstenmemenin Psikolojik Tabiri

Rüyada istenmemenin psikolojik tabiri kişinin günlük hayatında yalnızlıktan doğan dışlanma, belli bir gruba girememe ve diğer insanlar tarafından kabul edilmeme kaygısının bir bilinçaltına yer etmesinden kaynaklı durumdur.

Rüyada Birini Ölü Görmek

Rüyada birini ölü görmek, rüya sahibinin hayatında yaşayacağı sıkıntılara işaret eder. Kişinin beden sağlığı ile ilgili problemlerle savaşacağı anlamına gelir. İş yaşamında karşılaşacağı sorunlar ve bu meseleleri aşmak için çok ıstıraplı yollardan geçeceği, birçok fedakârlıklarda bulunacağı şeklinde yorumlanır. Bir başka yorum ise rüyayı gören kimsenin geçmişte yaptığı bir yanlışı unutamadığı ve bu yüzden vicdanen rahatsızlık duyduğu yönündedir.

Rüyada Birinin Ölüm Haberini Duyup Ağlamak

Rüyasında birinin ölüm haberini duyup ağlamak, sıkıntılı durumlardan kurtulmanın müjdecisidir. Rüya sahibinin uzun zamandır duymak istediği haber karşısında mutlu olacağı şeklinde yorumlanır. Bir de kişinin içinden çıkılmaz olarak gördüğü ve hiç sona ermeyecek gibi düşündüğü problemlerinden, zaman içinde kurtulacağı anlamını taşır. Uzun süredir sorunlarla boğuşan rüya sahibinin kendini rahat hissedeceği bir döneme girdiği şeklinde yorumlanır.

Rüyada Sevilen Birinin Öldüğünü Görmek

Rüyada sevilen birinin öldüğünü görmek, rüyada öldüğü görülen kişinin müjdeli haberler alacağına dalalet eder. Bu kişi aldığı haber karşısında çok sevinecek ve hayatındaki problemlerden kurtulacak anlamındadır. Bir de rüya sahibinin iş hayatında eskiden kaybettiklerini tekrar kazanacağı şeklinde de tabir olur.

Rüyada Aileden Birinin Öldüğünü Görmek

Rüyada aileden birinin öldüğünü görmek, ölen kişi rüya sahibinin anne ve babası ise, kişi için hayırlı olmayan bir durumdur. Rüyayı gören kimse açısından yaşamında çok kötü günlerin işaretidir, kişinin hayatında yaşanacak felaketlerin habercisidir. Kardeşlerinin öldüğünü gören kimse için farklı çalışma konularına yönelim olarak yorumlanır. Rüya sahibi rüyasında tüm hısımlarının öldüğünü görüyorsa bu, yaşamda yalnızlığa ve sağlık sorunlarına dalalet eder.

Rüyada Birini Ölü Görmenin Psikolojik Yorumu

Rüyada birini ölü görmenin psikolojik yorumu, rüya sahibinin yaşamında sevdiklerini kaybedeceği duygusunun sebep olduğu korkuyla yaşadığı anlamına gelir. Aile bireylerinin ölmeleri halinde kişinin hayatındaki değişikliklerin ne olacağını bilememesi halini anlatır. Rüyasında çevresindeki insanların öldüğünü gören kimse yaşadığı tedirginlikleri hayatının her safhasına taşımaktadır.

Hoşa Giden Veya Gitmeyen Bir Şeyle Karşılaşınca Yapılan Dua

Hoşunuza gitmeyen bir durum ile karşılaştığınızda sizi ve kalbinizi rahatlatacak pek çok sıkıntı ve huzursuzluk duası vardır. Ancak dua ile her kapı açılabilir. Hz. Sa‘d (r.a.) söyle anlatıyor; Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki; “Balığın karnında iken, Zü’n-Nûn’un (Yûnus aleyhisselâmın) yaptığı duâ şu idi:

Hoşa Giden Veya Gitmeyen Bir Şeyle Karşılaşınca Yapılan Duanın Okunuşu

Sıkıntıya düştüğünüzde okunması gereken duanın okunuşu şu şekildedir;

Lâilâhe illa ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn. Lâilâhe illâllâhü’l-azîmü’l-halîmü, Lâilâhe illallâhu rabbü’l arşi’l-azîm. Lâilâhe illâllâhü rabbü’s-semâvâti verabbü’l-‘ardı verabbü’l-‘arşi’l-kerîm.

Hoşa Giden Veya Gitmeyen Bir Şeyle Karşılaşınca Yapılan Duanın Arapça Yazılışı

Sıkıntı duasının Arapça yazılışı şu şekildedir;

.إِنَّا ِللهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ، اللَّهُمَّ أْجُرْنِي فيِ مُصِيبَتيِ، وَأَخْلِفْ ليِ خَيْراً مِنْهَا. اَللَّهُمَّ لاَ طَيْرَ إِلاَّ طَيْرُكَ، وَلاَ خَيْرَ إِلاَّ خَيْرُكَ،وَلاَ إِلَهَ غَيْرُكَ,

Hoşa Giden Veya Gitmeyen Bir Şeyle Karşılaşınca Yapılan Duanın Türkçe Anlamı

Sıkıntı duasının Türkçe Anlamı şu şekildedir;

Şüphesiz ki bizler, Allah’ın kullarıyız ve (âhirette) dönüşümüz de yalnızca O’nadır. Allah’ım! Başıma gelen musibet sebebiyle bana ecir ver ve bana ondan daha hayırlısını bağışla Allah’ım sen bağışlayıcısın.

Hoşa Giden Veya Gitmeyen Bir Şeyle Karşılaşınca Yapılan Duanın Fazileti

Sıkıntı duasının fazileti şu şekildedir;

Rabbiniz buyurdu ki: “Kullarım sana Benden sorarlarsa (şöyle söyle): Ben (onlara) yakınım. Dua eden Bana dua ettiği zaman onun duasına icabet ederim. O halde onlar da Bana dua etsinler, Bana inansınlar ki, doğru yolu bulsunlar.” (Bakara, 186) “Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler aşağılık olarak cehenneme gireceklerdir.”

Hoşa Giden Veya Gitmeyen Bir Şeyle Karşılaşınca Yapılan Dua Dinle

Şirke Düşmekten Korkulduğu Zaman Yapılan Dua

Allah (c.c.), şüphesiz alemlerin Rabbi’dir. O, tüm varlıkların sahibidir. Bu nedenle de kendisine şirk koşanları asla affetmez. Şirk koşmak, Allah (c.c.)’ı tanımamak ya da eksik tanımak olacağı gibi O’na mahsus olan hakları ya da yetkileri başkalarına vermek şeklinde de tanımlanabilmektedir. Bu konuda Allah’a ortak koşmak, O’nun emirleri dışına çıkmak ve boyun eğmemek, emirlerini yerine getirmemek şirk koşmanın farklı türleridir. Allah (c.c.) kullarına, Kitabı’nda şöyle buyurmuştur:

“Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başkasını ise dilediğine bağışlar.” (Nisa: 4/48-116)

Bu ayette Dünyada işlenen günahların en büyüğünün şirk olduğu anlatılmaktadır. Allah (c.c.) kullarının kendisine şirk koşmamaları halinde işledikleri diğer günahları eğer isterse affedebileceğini açıkça belirtmiştir. Ancak kendisine şirk koşanları ise asla bağışlamaz ve O’na şirk koşanlar, kesinlikle azabından kurtulamaz. Şirk koşmaktan korkmak kimi zaman vesveseler ile meydana gelmekte, kimi zaman da kişinin düşünce yapısının bozulmasından ortaya çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda bazı dualar ile şirk koşmaktan kurtulma şansı da vardır. Bilmeden ya da bilerek şirk koşma düşüncesine kapılan kişiler bu düşüncelerini def etmek için şirke düşmekten korkulduğu zaman yapılan duaları okuyabilmektedir.

Şirke Düşmekten Korkulduğu Zaman Yapılan Duanın Okunuşu

Şirke düşmekten korkulduğu zaman yapılan duaların okunuşları şöyledir:

“Allah’ım! Bilerek sana şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediklerim için de senden mağfiret dilerim.” (Her gün üç defa).

“Allah’ım, bana doğruyu ilham et ve beni nefsimin şerrinden koru.”

“Allah’ım, doymayan nefisten sana sığınırım.”

Şirke Düşmekten Korkulduğu Zaman Yapılan Dua Arapça Yazılışı

Şirke düşmekten korkulduğu zaman yapılan duaların Arapça yazılışı da şudur:

اَللّٰهُمَّ اِنِّى اَعُذُو بِكَ اَنْ اُشْرِكَ بِكَ وَاَنَا اَعْلَمُ وَاَسْتَغْفِرُكَ لِمَا لاَاَعْلَمُ

اَللّٰهُمَّ اَلْهِمْنِى رُشْدِى، وَاَعِذْنِى مِنْ شَرِّ نَفْسِى

اَللّٰهُمَّ اِنِّى اَعُوذُ بِكَ مِنْ نَفْسٍ لاَتَشْبَعُ

Şirke Düşmekten Korkulduğu Zaman Yapılan Duanın Türkçe Anlamı

Şirke düşmekten korkulduğu zaman yapılan duaların Türkçe anlamı da şöyledir:

“Allah’ım! Bilerek sana şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediklerim için de senden mağfiret dilerim.” (Her gün üç defa).

“Allah’ım, bana doğruyu ilham et ve beni nefsimin şerrinden koru.”

“Allah’ım, doymayan nefisten sana sığınırım.”

Şirke Düşmekten Korkulduğu Zaman Yapılan Dua Dinle

İmandan Şüpheye Düşen Kimsenin Yapacağı Dua

İmanı olduğundan ya da imanının hep devam edeceğinden şüphe ediyor olmaz caiz olmadığı gibi aynı zamanda küfü olur. Mümin, şimdiki ile gelecekteki imanı hakkında hiç şüphe etmemesi gerektiği gibi ölünceye kadar da imanlıyım demelidir. Son nefes ise korku ile ümit arasında olmalı ve ayrıca son nefeste imansız gitmekten korkuyor olmak, şüphe değil de iman alametidir. İmanı korumak için, gayba iman etmiş olmalıyız ve gaybı sadece Allah-u Teâlâ’nın bildiğine inanmalıyız. Ayrıca haramı haram ve helali hela kabul etmeli, Allah-u Teâlâ’nın azabından emin olmamak ve gazabından çok korkmak gerekmekte ve bir insan ne kadar çok günah işlerse işlesin, kendisini kesin Cehennemlik olarak bilmemelidir.

İmandan Şüpheye Düşen Kimsenin Yapacağı Dua Nedir?

İmandan şüpheye düşen kimsenin yapacağı dua için öncelikle Allah’a sığınır ve ardından şüphe duyduğu şeyi terk eder. Allah’a ve O’nun elçilerine iman ettim der ve ardından da Allah Teâlâ’nın belirtilen ayetini okur.

İmandan Şüpheye Düşen Kimsenin Yapacağı Duanın Arapça Yazılışı

İmandan şüpheye düşen kimsenin yapacağı duanın Arapça yazılışı, “هُوَالأَوَّلُ وَالآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَبِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ” şeklindedir.

İmandan Şüpheye Düşen Kimsenin Yapacağı Duanın Fazileti

İmandan şüpheye düşen kimsenin yapacağı duanın fazileti ise,“O, Evvel’dir, Ahir’dir, Zahir’dir ve Batın’dır. O, her şeyi hakkıyla bilendir.”

İmandan Şüpheye Düşen Kimsenin Yapacağı Dua Dinle

İmandan şüpheye düşen kimsenin yapacağı duayı dinlemek için https://www.youtube.com/watch?v=QpU_eW-JF6Q adresini ziyaret ederek, imandan şüpheye düşen kimsenin yapacağı duayı dinleyebilirsiniz.

Saffat Suresi Hakkında Bilgi

Saffat Suresi, kelime manası ‘’sıra sıra duranlar’’ olan ‘saffat’ ifadesinden ismini almıştır. 1. Ayette yer alan ‘Saflar halinde dizilenlere andolsun’’ ifadesiyle melekler işaret edilmiştir. Surenin ikinci ve üçüncü ayetlerindeki ‘Haykırıp sürükleyenlere’ (bulutları sevk eden kuvvet), ‘Zikir okuyanlara’ (zikreden diller veya insanlar) ifadeleriyle beraber yemin edilerek Allah’ın birliği ve yüceliği belirtilmiştir. Mekke’de nazil olan sure 182 ayet olup Kur’an-ı Kerim’de de 37. Sırada yer alır.

Kusursuz bir yapıya sahip olan insanın, kendisinde var olan bu yaratılış mucizesini inceleyerek Rabbinin büyüklüğünü anlaması gerektiği belirtilir. Allah yoluna gelmek istemeyen, doğrudan yana yüz çeviren ve bu durumlarında ısrar eden inkarcılara mucizelerin dahi yarar getirmeyeceği bildirilir. İnsanların, kendilerini Allah yolundan saptıracak ve yanlış fiiller işlemeye sevk edecek kişilerden uzak durmaları ve arkadaşlarını seçerken dikkat etmeleri gerektiğinden bahsedilir.

Saffat Suresinin Okunuşu

Saffat suresinin okunuşu şöyledir;

Bismillahirrahmanirrahim

1. Vessaffati saffa

2. Fezzacirati zecra

3. Fettaliyati zikra

4. İnne ilaheküm le vahıd

5. Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık

6. İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib

7. Ve hıfzam min külli şeytanim marid

8. La yessemmeune ilel meleil a’la ve yukzefune min külli canib

9. Dühurav ve lehüm azabüv vasıb

10. İlla men hatfel hatfete fe etbeahu şihabün sakıb

11. Festeftihim ehüm eşddü halkan em men halakna inna halaknahüm min tıynil lazib

12. Bel acibte ve yesharun

13. Ve iza zükkiru la yezkürun

14. Ve iza raev ayetey yesteshırun

15. Ve kalu in haza illa sıhrum mübın

16. E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb’usun

17. E ve abaünel evvelun

18. Kul neam ve entüm dahırun

19. Fe innema hiye zecratüv vahıdetün fe izahüm yenzurun

20. Ve kalu ya veylena haza yevmüd dın

21. Haza yevmül faslillezı küntüm bihı tükezzibun

22. Uhşürullezıne zalemu ve ezvacehüm ve ma kanu ya’büdun

23. Min dunillahi fehduhüm ila sıratıl cehıym

24. Ve kıfuhüm innehüm mes’ulun

25. Me leküm la tenasarun

26. Bel hümül yevme müsteslimun

27. Ve akbele ba’duhüm ala ba’dıy yetesaelun

28. Kalu inneküm küntüm te’tunena anil yemın

29. Kalu bel lem tekunu mü’minın

30. Ve ma kane lena aleyküm min sultan bel küntüm kavmen tağıyn

31. Fe hakka aleyna kavlü rabbina inna le zaikun

32. Fe ağveynaküm inna künna ğavın

33. Fe innehüm yevmeizin fil azabi müşterikun

34. İnna kezalike nef’alü bil mücrimın

35. İnnehüm kanu iza kıyle lehüm la ilahe illellahü yestekbirun

36. Ve yekulune e inna letariku alihetina li şaırim mecnun

37. Bel cae bil hakkı ve saddekal murselın

38. İnneküm lezaikul azabil elım

39. Ve ma tüczevne illa ma küntüm ta’melun

40. İlla ıbadellahil muhlesıyn

41. Ülaike lehüm rizkum ma’lum

42. Fevakih ve hüm mükramun

43. Fı cennatin neıym

44. Ala sürurim mütekabilın

45. Yütafü alyhim bi ke’sim mim meıyn

46. Beydae lezzetil lişşaribın

47. La fıha ğavlüv ve la hüm anha yünzefun

48. Ve ındehüm kasıratüt tarfi ıyn

49. Ke ennehünne beydum meknun

50. Fe akbele ba’duhüm ala ba’dıy yetesaelun

51. Kle kailüm minhüm innı kane lı karın

52. Yekulü e inneke le minel müsaddikıyn

53. E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le medınun

54. Kale hel entüm müttaliun

55. Fattalea fe raahü fı sevail cehıym

56. Kale tellahi in kidte le türdın

57. Ve lev la nı’metü rabbı leküntü minel muhdarın

58. E fe ma nahnü bi meyyitın

59. İlla mevtetenel ula ve ma nahnü bi müazzebın

60. İnne haza le hüvel fevzül azıym

61. Li misli haza felya’melil amilun

62. E zalike hayrun nüzülen em şeceratüzç zekkum

63. İnna cealnaha fitnetel liz zalimın

64. İnneha şeceratün tahrucü fı aslil cehıym

65. Tal’uha ke ennehu ruusüş şeyatıyn

66. Fe innehüm le akilune minha fe maliune minhel butün

67. Sümme inne lehüm aleyha le şevbem min hamum

68. Şümme inne merciahüm le ilel cehıym

69. İnnehüm elfev abaehüm dallın

70. Fe hüm ala asarihim yühraun

71. Ve le kad dalhle kablehüm ekserul evvelın

72. Ve le kad erselna fıhim münzirın

73. Fenzur keyfe kane akıbetül münzerın

74. İlla ıbadellahil muhlesıyn

75. Ve le kad nadana nuhun fe le nı’mel müccıbun

76. Ve necceynahü ve ehlehu minel kerbil azıym

77. Ve cealna zürriyyetehu hümül bakıyn

78. Ve terakna aleyhi fil ahırın

79. Selamün ala nuhın fil alemın

80. İnna kezalike neczil muhsinın

81. İnnehu min ıbadinel mü’minın

82. Sümme ağraknel aharın

83. Ve inne min şıatihı le ibrahım

84. İz cae rabbehu bi kalbin selım

85. İz kale li ebıhi ve kavmihı maza ta’büdun

86. E ifken aliheten dunellahi türıdun

87. Fe ma zannüküm bi rabbil alemın

88. Fe nezara nazraten fin nücum

89. Fe kale innı sekıym

90. Fe tevellev anhü müdbirın

91. Ferağa ila alihetihim fe kale e ela te’külun

92. Ma leküm la tentıkun

93. Ferağa aleyhim darbem bil yemın

94. Fe akbelu ileyhi yeziffun

95. Kale e ta’büdune ma tenhıtun

96. Vallahü halekkkaküm ve ma ta’melun

97. Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehıym

98. Fe eradü bihı keyden fe cealnahümül esfelın

99. Ve kale innı zahibün ila rabbı seyehdın

100. Rabbi heb lı mines salihıyn

101. Fe beşşernahü bi ğulamin halım

102. Felemma beleğa meahüs sa’ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif’al ma tü’meru setecidünı in şaellahü mines sabirın

103. Felemma eslema ve tellehu lil cebın

104. Ve nadeynahü ey ya ibrahım

105. Kad saddakter rü’ya inna kezalike neczil muhsinın

106. İnne haza le hüvel belaül mübın

107. Ve fedeynahü bi zibhın azıym

108. Ve terakna aleyhi fil ahırın

109. Selamün ala ibrahım

110. Kezalike neczil muhsinın

111. İnnehu min ıbadinel mü’minın

112. Ve beşşernahü bi ishaka nebiyyem mines salihıyn

113. Ve barakna aleyhi ve ala ishak ve min zürriyyetihima muhsinüv ve zalimül li nefsihı mübın

114. Ve le kad menenna ala musa ve haun

115. Ve necceynahüma va kavmehüma minel kerbil azıym

116. Ve nasarnahüm fe kanu hümül ğalibın

117. Ve ateynahümel kitabel müstebın

118. Ve hedeynahümes sıratal müstekıym

119. Ve terakna aleyhima fil ahırın

120. Selamün ala musa ve harun

121. İnna kezalik enczil muhsinın

122. İnnehüma min ıbadinel mü’minın

123. Ve inne ilyase le minel murselın

124. İz kale li kavmihı ela tettekun

125. E ted’une ba’lev ve tezerune ahsenel halikıyn

126. Allahe rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelın

127. Fe kezzebuhü fe innehüm le muhdarun

128. İlla ıbadellahil muhlesıyn

129. Ve terakna aleyhi fil ahırın

130. Selamün ala ilyasın

131. İnna kezalike neczil muhsinın

132. İnnehu min ıbadinel mü’minın

133. Ve inne lutal le minel mürselın

134. İz necceynahü ve ehlehu ecmeıyn

135. İlla acuzen fil ğabirın

136. Sümme demmernel aharın

137. Ve inneküm le temürrune aleyhim musbihıyn

138. Ve bil leyl e fe la ta’kılun

139. Ve inne yunüse le minel murselın

140. İz ebeka ilel fülkil meşhun

141. Fe saheme fe kane minel müdhadıyn

142. Feltekamehül hutü ve hüve mülım

143. Fe lev la ennehu kane minel müsebbihıyn

144. Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb’asun

145. Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekıym

146. Ve embenta aleyhi şeceratem miy yaktıyn

147. Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün

148. Fe amenu fe metta’nahüm ila hıyn

149. Festeftihim e li rabbikel benatü ve lehümül benun

150. Em halaknel melaiket inasev ve hüm şahidun

151. E la innehüm min ifkihim le yekulun

152. Veledellahü ve innehüm le kazibun

153. Astafel benati alel benın

154. Ma leküm keyfe tahkümun

155. E fe la tezekkerun

156. Em leküm sültanüm mübın

157. Fe’tu bi kitabiküm in küntüm sadikıyn

158. Ve cealu beynehu ve beynel cinneti neseba ve le kad alimetil cinnetü innehüm le muhdarun

159. Sübhanellahi amma yesıun

160. İlla ıbadellahil muhlesıyn

161. Fe inneküm ve ma ta’büdun

162. Ma entüm aleyhi bi fatinın

163. İlla men hüve salil cehıym

164. Ve ma minna illa lehü mekamüm ma’lum

165. Ve inna le nahnüs saffun

166. Ve inna le nahnül müsebbihün

167. Ve in kanu le yekulun

168. Lev enne ındena zikram minel evvelin

169. Lekünna ıbadellahil muhlesıyn

170. Fe keferu bih fe sevfe ya’lemun

171. Ve le kad sebekat kelimetüna li ıbadinel murselın

172. İnnehüm le hümül mensurun

173. Ve inne cündena lehümül ğalibun

174. Fe tevelle anhüm hatta hıyn

175. Ve ebsırhüm fe sevfe yübsırun

176. E fe biazabina yesta’cilun

177. Fe iza nezele bi sahatihim fe sae sabahul münzerın

178. Ve tevelle anhüm hatta hıyn

179. Ve ebsır fe sevfe yübsırun

180. Sübhane rabbike rabbil ızzeti amma yesfun

181. Ve selamün alel murselın

182. Vel hamdü lillahi rabbil alemın

Saffat Suresinin Arapça Yazılışı

Saffat Suresi Arapça, yazılışı şu şekildedir;

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

وَالصَّٓافَّاتِ صَفًّاۙ ﴿1﴾ فَالزَّاجِرَاتِ زَجْرًاۙ ﴿2﴾ فَالتَّالِيَاتِ ذِكْرًاۙ ﴿3﴾ اِنَّ اِلٰهَكُمْ لَوَاحِدٌۜ ﴿4﴾ رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِۜ ﴿5﴾ اِنَّا زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِز۪ينَةٍۨ الْكَوَاكِبِۙ ﴿6﴾ وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍۚ ﴿7﴾ لَا يَسَّمَّعُونَ اِلَى الْمَلَاِ الْاَعْلٰى وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍۗ ﴿8﴾ دُحُورًا وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌۙ ﴿9﴾ اِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَاَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ ﴿10﴾ فَاسْتَفْتِهِمْ اَهُمْ اَشَدُّ خَلْقًا اَمْ مَنْ خَلَقْنَاۜ اِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ ط۪ينٍ لَازِبٍ ﴿11﴾ بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَۖ ﴿12﴾ وَاِذَا ذُكِّرُوا لَا يَذْكُرُونَۖ ﴿13﴾ وَاِذَا رَاَوْا اٰيَةً يَسْتَسْخِرُونَۖ ﴿14﴾ وَقَالُٓوا اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ مُب۪ينٌۚ ﴿15﴾ ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَۙ ﴿16﴾ اَوَاٰبَٓاؤُ۬نَا الْاَوَّلُونَۜ ﴿17﴾ قُلْ نَعَمْ وَاَنْتُمْ دَاخِرُونَۚ ﴿18﴾ فَاِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ فَاِذَا هُمْ يَنْظُرُونَ ﴿19﴾ وَقَالُوا يَا وَيْلَنَا هٰذَا يَوْمُ الدّ۪ينِ ﴿20﴾ هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَ۟ ﴿21﴾ اُحْشُرُوا الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا وَاَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَۙ ﴿22﴾ مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَاهْدُوهُمْ اِلٰى صِرَاطِ الْجَح۪يمِۙ ﴿23﴾ وَقِفُوهُمْ اِنَّهُمْ مَسْؤُ۫لُونَۙ ﴿24﴾ مَا لَكُمْ لَا تَنَاصَرُونَ ﴿25﴾ بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ ﴿26﴾ وَاَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ يَتَسَٓاءَلُونَ ﴿27﴾ قَالُٓوا اِنَّكُمْ كُنْتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَم۪ينِ ﴿28﴾ قَالُوا بَلْ لَمْ تَكُونُوا مُؤْمِن۪ينَۚ ﴿29﴾ وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍۚ بَلْ كُنْتُمْ قَوْمًا طَاغ۪ينَ ﴿30﴾ فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَاۗ اِنَّا لَذَٓائِقُونَ ﴿31﴾ فَاَغْوَيْنَاكُمْ اِنَّا كُنَّا غَاو۪ينَ ﴿32﴾ فَاِنَّهُمْ يَوْمَئِذٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ ﴿33﴾ اِنَّا كَذٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِم۪ينَ ﴿34﴾ اِنَّهُمْ كَانُٓوا اِذَا ق۪يلَ لَهُمْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ يَسْتَكْبِرُونَۙ ﴿35﴾ وَيَقُولُونَ اَئِنَّا لَتَارِكُٓوا اٰلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَجْنُونٍۜ ﴿36﴾ بَلْ جَٓاءَ بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَل۪ينَ ﴿37﴾ اِنَّكُمْ لَذَٓائِقُوا الْعَذَابِ الْاَل۪يمِۚ ﴿38﴾ وَمَا تُجْزَوْنَ اِلَّا مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَۙ ﴿39﴾ اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ ﴿40﴾ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَعْلُومٌۙ ﴿41﴾ فَوَاكِهُۚ وَهُمْ مُكْرَمُونَۙ ﴿42﴾ ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِۙ ﴿43﴾ عَلٰى سُرُرٍ مُتَقَابِل۪ينَ ﴿44﴾ يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِكَأْسٍ مِنْ مَع۪ينٍۙ ﴿45﴾ بَيْضَٓاءَ لَذَّةٍ لِلشَّارِب۪ينَۚ ﴿46﴾ لَا ف۪يهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنْزَفُونَ ﴿47﴾ وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ ع۪ينٌۙ ﴿48﴾ كَاَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَكْنُونٌ ﴿49﴾ فَاَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ يَتَسَٓاءَلُونَ ﴿50﴾ قَالَ قَٓائِلٌ مِنْهُمْ اِنّ۪ي كَانَ ل۪ي قَر۪ينٌۙ ﴿51﴾ يَقُولُ اَئِنَّكَ لَمِنَ الْمُصَدِّق۪ينَ ﴿52﴾ ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا ءَاِنَّا لَمَد۪ينُونَ ﴿53﴾ قَالَ هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ ﴿54﴾ فَاطَّلَعَ فَرَاٰهُ ف۪ي سَوَٓاءِ الْجَح۪يمِ ﴿55﴾ قَالَ تَاللّٰهِ اِنْ كِدْتَ لَتُرْد۪ينِۙ ﴿56﴾ وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبّ۪ي لَكُنْتُ مِنَ الْمُحْضَر۪ينَ ﴿57﴾ اَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّت۪ينَۙ ﴿58﴾ اِلَّا مَوْتَتَنَا الْاُو۫لٰى وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّب۪ينَ ﴿59﴾ اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ ﴿60﴾ لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ ﴿61﴾ اَذٰلِكَ خَيْرٌ نُزُلًا اَمْ شَجَرَةُ الزَّقُّومِ ﴿62﴾ اِنَّا جَعَلْنَاهَا فِتْنَةً لِلظَّالِم۪ينَ ﴿63﴾ اِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ ف۪ٓي اَصْلِ الْجَح۪يمِۙ ﴿64﴾ طَلْعُهَا كَاَنَّهُ رُؤُ۫سُ الشَّيَاط۪ينِ ﴿65﴾ فَاِنَّهُمْ لَاٰكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِؤُ۫نَ مِنْهَا الْبُطُونَۜ ﴿66﴾ ثُمَّ اِنَّ لَهُمْ عَلَيْهَا لَشَوْبًا مِنْ حَم۪يمٍۚ ﴿67﴾ ثُمَّ اِنَّ مَرْجِعَهُمْ لَاِلَى الْجَح۪يمِ ﴿68﴾ اِنَّهُمْ اَلْفَوْا اٰبَٓاءَهُمْ ضَٓالّ۪ينَۙ ﴿69﴾ فَهُمْ عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ ﴿70﴾ وَلَقَدْ ضَلَّ قَبْلَهُمْ اَكْثَرُ الْاَوَّل۪ينَۙ ﴿71﴾ وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا ف۪يهِمْ مُنْذِر۪ينَ ﴿72﴾ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَر۪ينَۙ ﴿73﴾ اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ۟ ﴿74﴾ وَلَقَدْ نَادٰينَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ الْمُج۪يبُونَۚ ﴿75﴾ وَنَجَّيْنَاهُ وَاَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظ۪يمِۘ ﴿76﴾ وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَهُ هُمُ الْبَاق۪ينَۘ ﴿77﴾ وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَۘ ﴿78﴾ سَلَامٌ عَلٰى نُوحٍ فِي الْعَالَم۪ينَ ﴿79﴾ اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ ﴿80﴾ اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِن۪ينَ ﴿81﴾ ثُمَّ اَغْرَقْنَا الْاٰخَر۪ينَ ﴿82﴾ وَاِنَّ مِنْ ش۪يعَتِه۪ لَاِبْرٰه۪يمَۢ ﴿83﴾ اِذْ جَٓاءَ رَبَّهُ بِقَلْبٍ سَل۪يمٍ ﴿84﴾ اِذْ قَالَ لِاَب۪يهِ وَقَوْمِه۪ مَاذَا تَعْبُدُونَۚ ﴿85﴾ اَئِفْكًا اٰلِهَةً دُونَ اللّٰهِ تُر۪يدُونَۜ ﴿86﴾ فَمَا ظَنُّكُمْ بِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿87﴾ فَنَظَرَ نَظْرَةً فِي النُّجُومِۙ ﴿88﴾ فَقَالَ اِنّ۪ي سَق۪يمٌ ﴿89﴾ فَتَوَلَّوْا عَنْهُ مُدْبِر۪ينَ ﴿90﴾ فَرَاغَ اِلٰٓى اٰلِهَتِهِمْ فَقَالَ اَلَا تَأْكُلُونَۚ ﴿91﴾ مَا لَكُمْ لَا تَنْطِقُونَ ﴿92﴾ فَرَاغَ عَلَيْهِمْ ضَرْبًا بِالْيَم۪ينِ ﴿93﴾ فَاَقْبَلُٓوا اِلَيْهِ يَزِفُّونَ ﴿94﴾ قَالَ اَتَعْبُدُونَ مَا تَنْحِتُونَۙ ﴿95﴾ وَاللّٰهُ خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ ﴿96﴾ قَالُوا ابْنُوا لَهُ بُنْيَانًا فَاَلْقُوهُ فِي الْجَح۪يمِ ﴿97﴾ فَاَرَادُوا بِه۪ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْاَسْفَل۪ينَ ﴿98﴾ وَقَالَ اِنّ۪ي ذَاهِبٌ اِلٰى رَبّ۪ي سَيَهْد۪ينِ ﴿99﴾ رَبِّ هَبْ ل۪ي مِنَ الصَّالِح۪ينَ ﴿100﴾ فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَل۪يمٍ ﴿101﴾ فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ اِنّ۪ٓي اَرٰى فِي الْمَنَامِ اَنّ۪ٓي اَذْبَحُكَ فَانْظُرْ مَاذَا تَرٰىۜ قَالَ يَٓا اَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُۘ سَتَجِدُن۪ٓي اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ مِنَ الصَّابِر۪ينَ ﴿102﴾ فَلَمَّٓا اَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَب۪ينِۚ ﴿103﴾ وَنَادَيْنَاهُ اَنْ يَٓا اِبْرٰه۪يمُۙ ﴿104﴾ قَدْ صَدَّقْتَ الرُّءْيَاۚ اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ ﴿105﴾ اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْبَلٰٓؤُ۬ا الْمُب۪ينُ ﴿106﴾ وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظ۪يمٍ ﴿107﴾ وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَ ﴿108﴾ سَلَامٌ عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَ ﴿109﴾ كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ ﴿110﴾ اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِن۪ينَ ﴿111﴾ وَبَشَّرْنَاهُ بِاِسْحٰقَ نَبِيًّا مِنَ الصَّالِح۪ينَ ﴿112﴾ وَبَارَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلٰٓى اِسْحٰقَۜ وَمِنْ ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِمٌ لِنَفْسِه۪ مُب۪ينٌ۟ ﴿113﴾ وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلٰى مُوسٰى وَهٰرُونَۚ ﴿114﴾ وَنَجَّيْنَاهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ الْكَرْبِ الْعَظ۪يمِۚ ﴿115﴾ وَنَصَرْنَاهُمْ فَكَانُوا هُمُ الْغَالِب۪ينَۚ ﴿116﴾ وَاٰتَيْنَاهُمَا الْكِتَابَ الْمُسْتَب۪ينَۚ ﴿117﴾ وَهَدَيْنَاهُمَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَۚ ﴿118﴾ وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْاٰخِر۪ينَ ﴿119﴾ سَلَامٌ عَلٰى مُوسٰى وَهٰرُونَ ﴿120﴾ اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ ﴿121﴾ اِنَّهُمَا مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِن۪ينَ ﴿122﴾ وَاِنَّ اِلْيَاسَ لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۜ ﴿123﴾ اِذْ قَالَ لِقَوْمِه۪ٓ اَلَا تَتَّقُونَ ﴿124﴾ اَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ اَحْسَنَ الْخَالِق۪ينَۙ ﴿125﴾ اَللّٰهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ اٰبَٓائِكُمُ الْاَوَّل۪ينَ ﴿126﴾ فَكَذَّبُوهُ فَاِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَۙ ﴿127﴾ اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ ﴿128﴾ وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَ ﴿129﴾ سَلَامٌ عَلٰٓى اِلْ‌يَاس۪ينَ ﴿130﴾ اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ ﴿131﴾ اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِن۪ينَ ﴿132﴾ وَاِنَّ لُوطًا لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۜ ﴿133﴾ اِذْ نَجَّيْنَاهُ وَاَهْلَهُٓ اَجْمَع۪ينَۙ ﴿134﴾ اِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِر۪ينَ ﴿135﴾ ثُمَّ دَمَّرْنَا الْاٰخَر۪ينَ ﴿136﴾ وَاِنَّكُمْ لَتَمُرُّونَ عَلَيْهِمْ مُصْبِح۪ينَۙ ﴿137﴾ وَبِالَّيْلِۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ۟ ﴿138﴾ وَاِنَّ يُونُسَ لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۜ ﴿139﴾ اِذْ اَبَقَ اِلَى الْفُلْكِ الْمَشْحُونِۙ ﴿140﴾ فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ الْمُدْحَض۪ينَۚ ﴿141﴾ فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُل۪يمٌ ﴿142﴾ فَلَوْلَٓا اَنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُسَبِّح۪ينَۙ ﴿143﴾ لَلَبِثَ ف۪ي بَطْنِه۪ٓ اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿144﴾ فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَٓاءِ وَهُوَ سَق۪يمٌۚ ﴿145﴾ وَاَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِنْ يَقْط۪ينٍۚ ﴿146﴾ وَاَرْسَلْنَاهُ اِلٰى مِائَةِ اَلْفٍ اَوْ يَز۪يدُونَۚ ﴿147﴾ فَاٰمَنُوا فَمَتَّعْنَاهُمْ اِلٰى ح۪ينٍۜ ﴿148﴾ فَاسْتَفْتِهِمْ اَلِرَبِّكَ الْبَنَاتُ وَلَهُمُ الْبَنُونَۙ ﴿149﴾ اَمْ خَلَقْنَا الْمَلٰٓئِكَةَ اِنَاثًا وَهُمْ شَاهِدُونَ ﴿150﴾ اَلَٓا اِنَّهُمْ مِنْ اِفْكِهِمْ لَيَقُولُونَۙ ﴿151﴾ وَلَدَ اللّٰهُۙ وَاِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ ﴿152﴾ اَصْطَفَى الْبَنَاتِ عَلَى الْبَن۪ينَۜ ﴿153﴾ مَا لَكُمْ۠ كَيْفَ تَحْكُمُونَ ﴿154﴾ اَفَلَا تَذَكَّرُونَۚ ﴿155﴾ اَمْ لَكُمْ سُلْطَانٌ مُب۪ينٌۙ ﴿156﴾ فَأْتُوا بِكِتَابِكُمْ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ ﴿157﴾ وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًاۜ وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ اِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَۙ ﴿158﴾ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يَصِفُونَۙ ﴿159﴾ اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ ﴿160﴾ فَاِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَۙ ﴿161﴾ مَٓا اَنْتُمْ عَلَيْهِ بِفَاتِن۪ينَۙ ﴿162﴾ اِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ الْجَح۪يمِ ﴿163﴾ وَمَا مِنَّٓا اِلَّا لَهُ مَقَامٌ مَعْلُومٌ ﴿164﴾ وَاِنَّا لَنَحْنُ الصَّٓافُّونَۚ ﴿165﴾ وَاِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ ﴿166﴾ وَاِنْ كَانُوا لَيَقُولُونَۙ ﴿167﴾ لَوْ اَنَّ عِنْدَنَا ذِكْرًا مِنَ الْاَوَّل۪ينَۙ ﴿168﴾ لَكُنَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ ﴿169﴾ فَكَفَرُوا بِه۪ۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ﴿170﴾ وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا الْمُرْسَل۪ينَۚ ﴿171﴾ اِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنْصُورُونَۖ ﴿172﴾ وَاِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ ﴿173﴾ فَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتّٰى ح۪ينٍۙ ﴿174﴾ وَاَبْصِرْهُمْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ ﴿175﴾ اَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ ﴿176﴾ فَاِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَٓاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَر۪ينَ ﴿177﴾ وَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتّٰى ح۪ينٍۙ ﴿178﴾ وَاَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ ﴿179﴾ سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَۚ ﴿180﴾ وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَل۪ينَۚ ﴿181﴾ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿182﴾

Saffat Suresinin Türkçe Anlamı

Saffat Suresinin Türkçe Anlamı, şöyledir:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

1. ayet: Saflar halinde dizilenlere andolsun,

2. ayet: Haykırıp sürükleyenlere,

3. ayet: Zikir okuyanlara,

4. ayet: Tartışmasız, sizin İlahınız gerçekten birdir.

5. ayet: Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, doğuların da Rabbidir.

6. ayet: Şüphesiz Biz dünya göğünü ‘çekici bir süsle’, yıldızlarla süsleyip-donattık.

7. ayet: Ve itaatten çıkmış her azgın şeytandan koruduk;

8. ayet: Ki onlar, Mele’i A’la’ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar;

9. ayet: Uzaklaştırılırlar. Onlara kesintisiz bir azap vardır.

10. ayet: Ancak (sözü hırsızlama) çalıp-kapan olursa, artık onu da delip geçen ‘yakıcı bir alev’ izler (ve yok eder).

11. ayet: Şimdi onlara sor: Yaratılış bakımından onlar mı daha zorlu, yoksa Bizim yarattıklarımız mı? Doğrusu Biz onları, cıvık-yapışkan bir çamurdan yarattık.

12. ayet: Hayır, sen (bu muhteşem yaratışa ve onların inkarına) şaşırdın kaldın; onlar ise alay edip duruyorlar.

13. ayet: Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.

14. ayet: Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.

15. ayet: “Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir” dediler.

16. ayet: “Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?”

17. ayet: “Veya önceki atalarımız da mı?”

18. ayet: De ki: “Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz).”

19. ayet: İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.

20. ayet: Derler ki: “Eyvahlar bize; bu, din günüdür.”

21. ayet: “Bu, sizin yalanladığınız (mü’mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür.”

22. ayet: “Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını biraraya getirip toplayın.”

23. ayet: “Allah’tan başka (taptıklarını); artık onları cehennemin yoluna yöneltip götürün.”

24. ayet: “Ve onları durdurup-tutuklayın, çünkü sorguya çekileceklerdir.”

25. ayet: (Onlara seslenilir:) “Ne oluyor size, birbirinizle (dünyada olduğu gibi) yardımlaşmıyorsunuz?”

26. ayet: Hayır, bugün onlar teslim olmuşlardır.

27. ayet: Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:

28. ayet: “Gerçekten sizler bize sağdan (sağ duyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz.” derler.

29. ayet: (Diğerleri de:) “Hayır” derler. “Zaten sizler mü’min kimseler değildiniz.”

30. ayet: “Bizim üzerinizde zorlayıcı hiçbir gücümüz yoktu; hayır siz (kendiniz) azgın bir kavimdiniz.”

31. ayet: “Böylece Rabbimiz’in sözü (yıkım ve azap va’di) üzerimize hak oldu. Şüphesiz, (azabı) tadıcılarız.”

32. ayet: “Evet, sizi azdırdık, çünkü biz de azgın kimselerdik.”

33. ayet: Artık o gün onlar azapta ortaktırlar.

34. ayet: Doğrusu Biz, suçlu-günahkarlara böyle yaparız.

35. ayet: Çünkü onlara: “Allah’tan başka İlah yoktur” denildiği zaman, büyüklük taslarlardı.

36. ayet: Ve derlerdi ki: “Biz, ünlenmiş bir şair için ilahlarımızı terk mi edeceğiz?”

37. ayet: Hayır, o, hakkı getirmiş ve gönderilen (elçi)leri de doğrulamıştı.

38. ayet: Şüphesiz, siz, acı azabı tadıcılarsınız.”

39. ayet: Yaptıklarınızdan başkasıyla cezalandırılmayacaksınız.

40. ayet: Ancak muhlis olan kullar başka.

41. ayet: İşte onlar; onlar için bilinen bir rızık vardır.

42. ayet: Çeşitli-meyveler. Onlar ikram görenlerdir.

43. ayet: Nimetlerle donatılmış (naim) cennetlerde.

44. ayet: Birbirlerine karşı, tahtlar üzerinde (otururlar).

45. ayet: Kaynaktan (doldurulmuş) kadehlerle çevrelerinde dolaşılır.

46. ayet: Bembeyaz; içenlere lezzet (veren bir içki).

47. ayet: Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir.

48. ayet: Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.

49. ayet: Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (çarpıcı ve pürüzsüz).

50. ayet: Böyleyken, kimi kimine yönelmiş olarak, birbirlerine soruyorlar:

51. ayet: Bir sözcü der ki: “Benim bir yakınım vardı.”

52. ayet: “Derdi ki: Sen de gerçekten (dirilişi) doğrulayanlardan mısın?”

53. ayet: “Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda mı, gerçekten biz mi (yeniden diriltilip sonra da) sorguya çekilecekmişiz?”

54. ayet: (Konuşan yanındakilere) Der ki: “Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?”

55. ayet: Derken, bakıverdi, onu ‘çılgınca yanan ateşin’ tam ortasında gördü.

56. ayet: Dedi ki: “Andolsun Allah’a, neredeyse beni de (şu bulunduğun yere) düşürecektin.”

57. ayet: “Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, muhakkak ben de (azap yerine getirilip) hazır bulundurulanlardan olacaktım.

58. ayet: “Nasıl, biz ölecek olanlar değil miymişiz?”

59. ayet: “Yalnızca birinci ölümümüzden başka (öyle mi)? Ve biz azaba uğratılacak olanlar değil miymişiz?”

60. ayet: Şüphesiz, bu, asıl büyük ‘kurtuluş ve mutluluğun’ ta kendisidir.

61. ayet: Böylece çalışanlar da bunun bir benzeri için çalışmalıdır.

62. ayet: Nasıl, böyle bir konaklanma mı daha hayırlı yoksa zakkum ağacı mı?

63. ayet: Doğrusu Biz, onu kafirler için bir fitne (bir imtihan konusu) kıldık.

64. ayet: Şüphesiz o, �çılgınca yanan ateşin’ dibinde bitip çıkar.

65. ayet: Onun tomurcukları, şeytanların başları gibidir.

66. ayet: Artık gerçekten, ondan yiyecekler böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.

67. ayet: Sonra kendileri için onun üzerinde kaynar su karıştırılmış bir içkileri de vardır.

68. ayet: Sonra onların dönecekleri yer, elbette (yine) çılgınca yanan ateştir.

69. ayet: Çünkü onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.

70. ayet: Kendileri de onları izleri üzerinde koşturup-duruyorlardı.

71. ayet: Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

72. ayet: Andolsun, Biz onlara uyarıcılar göndermiştik.

73. ayet: Uyarılanların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

74. ayet: Ancak muhlis olan kullar başka.

75. ayet: Andolsun, Nuh Bize (dua edip) seslenmişti de, ne güzel icabet etmiştik.

76. ayet: Onu ve ailesini, o büyük üzüntüden kurtarmıştık.

77. ayet: Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık.

78. ayet: Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.

79. ayet: Alemler içinde selam olsun Nuh’a.

80. ayet: Gerçekten Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.

81. ayet: Şüphesiz o, Bizim mü’min olan kullarımızdandı.

82. ayet: Sonra diğerlerini suda boğduk.

83. ayet: Doğrusu İbrahim de onun (soyunun) bir kolundandır.

84. ayet: Hani o, Rabbine arınmış (selim) bir kalp ile gelmişti.

85. ayet: Hani babasına ve kavmine demişti ki: “Sizler neye tapıyorsunuz?”

86. ayet: “Birtakım uydurma yalanlar için mi Allah’tan başka ilahlar istiyorsunuz?”

87. ayet: “Alemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?”

88. ayet: Sonra yıldızlara bir göz attı.

89. ayet: “Ben, doğrusu hastayım” dedi.

90. ayet: Böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar.

91. ayet: Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: “Yemek yemiyor musunuz?” dedi.

92. ayet: “Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?”

93. ayet: Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.

94. ayet: Çok geçmeden (halkı) birbirine girmiş durumda kendisine yönelip geldiler.

95. ayet: Dedi ki: “Yontmakta olduğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?”

96. ayet: “Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır.”

97. ayet: Dediler ki: “Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.”

98. ayet: Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa Biz, onları alçaltılmışlar kıldık.

99. ayet: (İbrahim) Dedi ki: “Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim; O, beni hidayete erdirecektir.”

100. ayet: “Rabbim, bana salihlerden (olan bir çocuk) armağan et.”

101. ayet: Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik.

102. ayet: Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): “Oğlum” dedi. “Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun.” (Oğlu İsmail) Dedi ki: “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaAllah, beni sabredenlerden bulacaksın.”

103. ayet: Sonunda ikisi de (Allah’ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail’i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı.

104. ayet: Biz ona: “Ey İbrahim” diye seslendik.

105. ayet: “Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.”

106. ayet: Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

107. ayet: Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik.

108. ayet: Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.

109. ayet: İbrahim’e selam olsun.

110. ayet: Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.

111. ayet: Şüphesiz o, Bizim mü’min olan kullarımızdandır.

112. ayet: Biz ona, salihlerden bir peygamber olarak İshak’ı da müjdeledik.

113. ayet: Ona ve İshak’a bereketler verdik. İkisinin soyundan, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de.

114. ayet: Andolsun, Biz Musa’ya ve Harun’a lütufta bulunduk.

115. ayet: Onları ve kavimlerini o büyük üzüntüden kurtardık.

116. ayet: Onlara yardım ettik, böylece üstün gelenler oldular.

117. ayet: Ve ikisine anlatımı-açık kitabı verdik.

118. ayet: Onları dosdoğru yola yöneltip-ilettik.

119. ayet: Sonra gelenler arasında da ikisine (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.

120. ayet: Musa’ya ve Harun’a selam olsun.

121. ayet: Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.

122. ayet: Şüphesiz ikisi, Bizim mü’min olan kullarımızdandılar.

123. ayet: Gerçekten İlyas da, gönderilmiş (peygamber)lerdendi.

124. ayet: Hani kendi kavmine demişti ki: “Siz korkup sakınmaz mısınız?”

125. ayet: “Siz Ba’le tapıp da Yaratıcıların en güzeli (olan Allah’ı) mı bırakıyorsunuz?”

126. ayet: “Allah ki, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.”

127. ayet: Fakat onu yalanladılar; bundan dolayı gerçekten onlar, (azap için getirilip) hazır bulundurulacak olanlardır.

128. ayet: Ancak, muhlis olan kullar başka.

129. ayet: Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.

130. ayet: İlyas’a selam olsun.

131. ayet: Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.

132. ayet: Şüphesiz o, Bizim mü’min olan kullarımızdandı.

133. ayet: Gerçekten Lût da gönderilmiş (elçi)lerdendi.

134. ayet: Hani Biz onu ve ailesini topluca kurtarmıştık.

135. ayet: Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın dışında.

136. ayet: Sonra geride kalanları yerle bir ettik.

137. ayet: Siz onların üstünden muhakkak geçip gidiyorsunuz; sabah vakti.

138. ayet: Ve geceleyin. Yine de akıllanmayacak mısınız?

139. ayet: Şüphesiz Yunus da gönderilmiş (elçi)lerdendi.

140. ayet: Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.

141. ayet: Böylece kur’aya katılmıştı da, kaybedenlerden olmuştu.

142. ayet: Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı.

143. ayet: Eğer (Allah’ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı,

144. ayet: Onun karnında (insanların) dirilip-kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı.

145. ayet: Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık.

146. ayet: Ve üzerine, sık-geniş yaprakla (kabağa benzer) türden bir ağaç bitirdik.

147. ayet: Onu yüzbin veya (sayısı) daha da artan (bir topluluk)a (peygamber olarak) gönderdik.

148. ayet: Sonunda ona iman ettiler, Biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.

149. ayet: Şimdi sen onlara sor: -Kızlar senin Rabbinin, erkek çocuklar onların mı?

150. ayet: Yoksa onlar, şahidlik etmekteyken Biz melekleri dişiler olarak mı yarattık?

151. ayet: Dikkat edin; gerçekten onlar, düzdükleri yalanlardan dolayı derler ki:

152. ayet: “Allah doğurdu.” Onlar, hiç şüphesiz, muhakkak yalan söyleyenlerdir.

153. ayet: (Allah,) Kızları, erkek çocuklara tercih mi etmiş?

154. ayet: Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?

155. ayet: Hiç mi öğüt alıp-düşünmüyorsunuz?

156. ayet: Yoksa sizin apaçık olan bir deliliniz mi var?

157. ayet: Eğer doğru söylüyorsanız, öyleyse getirin kitabınızı.

158. ayet: Onlar, Kendisi’yle (Allah ile) cinler arasında bir soy-bağı kurdular. Oysa andolsun, cinler de onların gerçekten (azap için getirilip) hazır bulundurulacaklarını bilmişlerdir.

159. ayet: Onların nitelendirdiklerinden Allah Yücedir.

160. ayet: Ancak muhlis olan kullar başka.

161. ayet: Artık siz de, tapmakta olduklarınız da.

162. ayet: O’na karşı kimseyi fitneye sürükleyecek değilsiniz.

163. ayet: Ancak kendisi çılgınca yanan ateşe girecek olan başka (onu sürüklersiniz).

164. ayet: (Melekler der ki:) “Bizden her birimiz için belli bir makam vardır.”

165. ayet: “Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz.”

166. ayet: “Biziz, o tesbih edenler de, gerçekten biziz.”

167. ayet: Onlar (putatapıcılar), her ne kadar şöyle diyor idiyseler de:

168. ayet: “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı.”

169. ayet: “Gerçekten bizler de, Allah’ın muhlis olan kullarından olurduk.”

170. ayet: Fakat (kitap gelince) onu tanımayıp-küfrettiler; yakında bileceklerdir.

171. ayet: Andolsun, (peygamber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir:

172. ayet: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.

173. ayet: Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır.

174. ayet: Öyleyse sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

175. ayet: Ve onları seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.

176. ayet: Şimdi onlar, Bizim azabımızı mı acele istiyorlar?

177. ayet: Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman uyarılıp-korkutulanların sabahı ne kötü olur.

178. ayet: Sen bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

179. ayet: Ve seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.

180. ayet: Üstünlük ve güç (izzet) sahibi olan senin Rabbin, onların nitelendirdiklerinden Yücedir.

181. ayet: Gönderilmiş (peygamber)lere selam olsun.

182. ayet: Ve alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.

Saffat Suresinin Fazileti

Saffat Suresi Fazileti, bu sure ile ilgili Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: ‘’Her kim Saffat suresini okursa, bütün cin ve şeytanların sayısınca ona sevap verilir.’’ (Ebu Suud Efendi, Ebu Suud Tefsiri, 7/212) Saffat suresi ile ilgili bir başka hadis-i şerif de şöyledir: ‘’Her kimi, kıyamet gününde en bol ölçekle tartması (en büyük sevaba nail olması) sevindirirse, namazını bitirdiğinde (Saffat suresinin son üç ayetini) okusun.’’ (Ali el-Müttaki, Kenzü’l-Ummal, 3481

Saffat Suresi Dinle

https://www.youtube.com/watch?v=aRH4uTyjNK8