Mülk ve Emanet

mülk emanet

Müberrâ dinimiz İslâm, bütün yönleriyle bir denge ve itidal dinidir. Cenab-ı Mevlâ, bu dengenin düsturunu mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Allah Rasulü s.a.v. aracılığıyla bizlere ulaştırmıştır. Dinimizin emir ve yasakları dünya ve ahiret hayatımız için birer anahtardır, dengedir. Ebedi saadetimiz bu dengeyi korumamıza bağlıdır.

İnsanoğlu olarak bu dünyaya imtihan için geldik. Mükellef olduğumuz andan itibaren her an, her dakika bir imtihandan geçmekteyiz. Allah’a karşı kulluk vazifelerimiz ortaktır. Fakat imtihanımız halimize, vazifelerimize ve imkanlarımıza göre değişmektedir. Babanın evladına, evladın da babaya karşı vazifeleri farklıdır. Dolayısıyla imtihanı da farklıdır. Ancak değişmeyen şey, her mükellef kulun bir imtihandan geçmekte olduğudur. Zenginlik ve fakirlik de böyledir.

Mülkün gerçek sahibi Allah Tealâ’dır. Kaza ve kader O’nun kudret elindedir. Fani olan insan ise sadece bir emanetçidir. Fakirlik bir kusur olmadığı gibi, zenginlik de bir fazilet değildir. Fakir kimse sabır ve tevekkülle imtihan olunur. Zengin kimse ise, Allah’ın vermekle yükümlü kıldığı malları vermek, dünyaya karşı hırslı olmamakla vazifelidir. Eğer bu vazifesini yerine getirirse, Allah’ın ebedi ihsanına mazhar olur.

Mülk ve Emanet

Fakirlik çetin bir imtihan olarak görünür. Çünkü fakir görünüşte muhtaçtır, dünyevî zorluklarla mücadele etmektedir. Zengin ise zahirde muhtaç değildir, malı mülkü vardır. Ancak hakikat böyle değildir. Fakir için çetin görünen bu durum, eğer sabrederse, Rabbine tevvekkül ederse kolaylaşır. Zorluk kolaylığa çevrilir.
Zenginlik ise bu bakımdan daha aldatıcıdır. Nefsi azdırır, insana vekil olduğunu, emanetçi olduğunu unutturur. Zengin daha dikkatli olmak zorundadır. Allah’ın vermekle yükümlü malî ibadetleri yapmak, infak etmek zorundadır. Ayrıca zenginliğini doğru yolda kullanmak ve İslâm üzere idare etmek zorundadır.

Dünya malı aynı zamanda fakir ile zengin arasında bir irtibat vesilesidir. Nitekim Fahr-i Kâinat Efendimiz s.a.v. şöyle buyurmuştur:
“Birbilerini sevmekte, karşılıklı acımak ve esirgemek konusunda müminler, bir uzvu hastalanınca diğer azaların da uykusuz ve ateş içinde kaldığı, acısına ortak olduğu beden gibidir.” (Buharî, Müslim)
Zenginlik, sahip olduğu mülk üzerinde gelip geçici bir emanetçi olduğunu bilen kimse için bulunmaz bir fırsattır. Çünkü bu sayede malını Allah yolunda harcar, Allah’ın dininin insanlara ulaşmasına vesile olur. Malı ile ailesinin, akrabalarının, komşularının  ve müslüman kardeşlerinin sıkıntılarını giderir. Onların dualarını alır. Böylece Allah’ın dostları arasına girer.
Allah Rasulü s.a.v. buyuruyor:

“Zulümden sakınınız. Çünkü zulüm kıyamet gününde karanlıklar halinde karşınıza çıkar. Cimrilikten sakınınız. Çünkü o sizden evvelkileri helâk etti. Onların birbirlerinin kanını dökmelerine ve haramları helal saymalarına yol açtı.” (Müslim)

İslâm çalışıp kazanmaya, mal mülk sahibi olmaya izin vermiştir. Bu konuda haram yollara sapmadıkça herhangi bir yasak koymamıştır. Cenâb-ı Mevlâ’nın zengin kullarından istediği sadece emir ve yasak sınırlarını gözetmek ve fakirin hakkını vermeleridir.

Sahabeden Muaz r.a.’tan şöyle rivayet edilmiştir:
“Allah Rasulü s.a.v. beni Yemen’e vali olarak gönderirken şöyle dedi:
– Sen ehl-i kitap kimselere gidiyorsun. Onları Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah’ın Rasulü olduğuma şehadet getirmeye davet et. Şayet onlar buna itaat ederlerse, onlara Allah’ın her gün ve gecede kendilerine beş vakit namazı farz kıldığını haber ver. Onlar buna da itaat ederlerse onlara, Allah’ın kendilerine zenginlerden alınıp fakirlere verilmesi için zekâtı farz kıldığını haber ver. Şayet onlar buna da itaat ederlerse mallarının en iyisini almaktan sakın. Mazlumun duasından sakın. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur.” (Buharî, Müslim)
Dünya malı, hakikatin farkında olmayan kimse için perişanlık sebebidir. Çünkü o kendisini mülkün gerçek sahibi sanır. Malını temizlemek için zekâtını vermez. Emanetçi olduğunu unutur, vekilliğini hakkıyla yerine getirmez. Daha da ileri gider, ölümü unutur, ölümlülüğünü unutur.

Hak aşığı Yunus Emre ne güzel söylemiştir:
“Mal sahibi mülk sahibi / Hani bunun ilk sahibi / Mal da yalan mülk de yalan / Var biraz da sen oyalan.”
Yine evliyanın büyüklerinden İbrahim Ethem k.s. hazretleri şöyle buyurmuştur:
“İnsan, şu üç perdeyi gönlünden gidermeyince, ilahî saadet kapısı ona açılmaz:
Birincisi; bu dünyayı bir ucundan diğer ucuna mülküne verseler sevinmesin. Eğer sevinirse hırs sahibidir. Hırs sahibi olan dilekten mahrumdur.
İkincisi; dünyayı karşılıksız eline verseler, sonra da geri alsalar üzülmesin, kaygılanmasın.
Üçüncüsü; bir kimse onu övünce sevinmesin ve yine bir kimse ona sövünce üzülmesin.”
Dört büyük mezhep imamından biri olan Ahmed b. Hanbel rh.a. hazretlerinin aşağıda açıklamış olduğu düstur da meselenin itidal yönünü öne çıkarmaktadır:
“Ahmed b. Hanbel rh.a. sordular:
– Zühd nedir?
Ahmed b. Hanbel rh.a. şöyle cevapladı:
– Zühd üç türlüdür:
Birincisi, haramı terk etmek ki bu avamın zühdüdür.
İkincisi, helâlin da çoğunu terk etmektir ki bu da seçkin olanların zühdüdür.
Üçüncüsü ise, Allah’tan alıkoyan her şeyi terk etmektir ki, bu da âriflerin zühdüdür.”
Allah dostlarından Maruf-i Kerhî k.s. hazretleri cömert insanı şöyle tarif etmiştir:
“Cömerdin alameti üçtür: Allah’ın emrine uyarak verir, istenmeden verir ve minnetsiz şefkat gösterir.”
Müslümanın hayat prensibi Allah’ın ve Rasulü’nün gösterdiği yoldan ayrılmamaktır. Haramdan sakınmak, helal kazanç için gayret göstermektir. Mülkün emanet olduğu şuuruyla hareket etmektir.

Sözümüzü Fahr-i Kâinat Efendimiz s.a.v.’in tavsiyeleri ile bitirelim:
“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana terk etmez. Kim din kardeşinin ihtiyacını karşılarsa, Allah da onun bir ihtiyacını karşılar. Kim bir müslümandan bir dünya sıkıntısını giderirse, Allah da buna karşılık ondan kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderir. Kim bir müslümanın ayıbını gizlerse Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter.” (Buharî, Müslim)
Rabbimizin tevfik ve inayetiyle…
Mübarek EROL
Mülk ve Emanet

Tagged: Tags

Author: Huzur Kapısı

Huzur Kapısı, 2016 yılından beri Ehli Sünnet geleneğine uygun içerikler sunan bir web sitesidir. İslam aleminin her köşesinden kullanıcılara hitap eden sitede, dinî konularda kapsamlı bilgi ve rehberlik bulabilirsiniz. Huzur Kapısı'nda yer alan içerikler şu kategorilere ayrılmıştır: • Kuran ve Hadis: Kuran'ın ayetleri ve sahih hadisler, açıklamalı ve yorumlu bir şekilde ele alınmaktadır. • İslam Akaidi: İslam'ın temel inanç esasları ve bu inançlara dair detaylı bilgiler sunulmaktadır. • Fıkıh: Farklı mezheplerin görüşleri de göz önünde bulundurularak, günlük hayatta karşılaşılabilecek her türlü konuda fıkıh bilgisi verilmektedir. • Tasavvuf: Tasavvufun temel kavramları, önemli şahsiyetleri ve tarikatları hakkında bilgi edinebilirsiniz. • Ahlak: İslam ahlakının temel ilkeleri ve günlük hayata nasıl uygulanabileceği ele alınmaktadır. • Aile ve Toplum: Aile içi ilişkiler, komşuluk hakları, toplumda bireyin rolü ve sorumlulukları gibi konularda rehberlik sunulmaktadır. • Tarih: İslam tarihi boyunca yaşanmış önemli olaylar ve şahsiyetler hakkında bilgi edinebilirsiniz. • Güncel: İslam aleminde yaşanan güncel gelişmeler ve bu gelişmelere dair İslami bakış açısı sunulmaktadır. Huzur Kapısı'nın en önemli özelliklerinden biri, tüm içeriklerin orijinal kaynaklara dayandırılması ve Ehli Sünnet geleneğine uygun olmasıdır. Bu sayede, kullanıcılar doğru ve güvenilir bilgiye ulaşma imkanı bulmaktadır. Ayrıca, Huzur Kapısı'nda yer alan tüm içerikler izinsiz olarak alınıp kullanılabilir. Bu sayede, İslam'ı öğrenmek ve geliştirmek isteyen herkes bu değerli bilgi birikiminden faydalanabilir. Huzur Kapısı'nı ziyaret ederek, İslam hakkında kapsamlı bilgi edinebilir, ruhunuzu besleyebilir ve manevi açıdan gelişebilirsiniz. Huzur Kapısı Sosyal Medya hesaplarımıza şu adreslerden ulaşabilirsiniz: https://www.facebook.com/HUZURKAPISICOM

5 Thoughts to “Mülk ve Emanet

  1. Bu güzel duası için teşekkür ederim. Allah’ın sevgisi ve gücü sayesinde hayatımda önemli bir değişim hissettim. Duamı kabul eden Allah’a teşekkür ederim, bu kadar güzel bir duayı bizimle paylaştığınız için de size teşekkür etmek istedim.

  2. Allah razı olsun hocam. Bunu tüm kalbimle söylüyorum. Hakkınızı da helal edin lütfen. Bize de dua edin, çok ihtiyacımız var. Ah ah… Öğle yemeği yemeden nasıl olacak, İnşallah başarabilirim… Oruçluyken iyi de, değilken nefis ile sağlam bir cihad beni bekliyor. Allah muvaffak etsin İnşallah.

  3. Əşhədu Ən La İlahə İllallah Və Əşhədu Ən Na Muhəmmədin Əbduhu Və Rəsuluhu(Kəlmeyi Şəhadət).Səsli Şəkildə Təkrarlayın İmanınız Yenilənsin

  4. Allah razı olsun sizlerden.. Gözümüz, kulağımız oluyorsunuz.. Bazen de gözyaşımız.. Kardeşlerimizin dualarına amin deme fırsatında bulunmamızı sağladığınız için ve bu ortamı böylesine güzelleştirdiğiniz için sonsuz teşekkürler.. Rabbim sizlerden razı, Peygamber (sav) şefaatçiniz olsun olsun.. ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir