İlim Meclislerine Katılmanın Fazileti
İbn Abbas (r.a) dan Resülullah (s.a.v)ın şöyle buyurduğu rivayet edildi: “Cennet bahçelerine uğradığınız zaman meyvelerini toplayınız, (oturup istifade ediniz) Ashab: “Cennet bahçeleri neresidir Ya Resülallah? diye sordular. Resülullah (s.a.v): “İlim meclisleridir” buyurdu.
Yine ibn Abbas (r.a) anlatıyor: Resülullah’a (s.a.v): “Ya Resülallah! Hangi arkadaşlarımız daha iyidir” diye soruldu. O da: “Görülmesi size Allah’ı hatırlatan, konuşması bilginizi arttıran, yaptığı amel size ahireti andıran kimselerdir.”[1] buyurdu.
Lokman Hakim oğluna:
“Yavrum! Âlimlerin toplantılarına katıl, hikmet sahibi kişilerin konuşmalarını dinle. Çünkü Allah ölü toprağı yağmur sularıyla dirilttiği gibi ölü kalbi de hikmet nuruyla diriltir.” dedi.
Erkam oğlu Zeyd (r.a) Resülullah (s.a.v) şöyle dua ederdi diyor: “Ya Rabbi! Faydasız ilimden, sana tazim etmeyen kalpten, doymayan nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım.”[2]
İbn Mes’ud (r.a) Resülullah’ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet etti: Âdemoğlu kıyamet gününde şu beş şeyden soruluncaya kadar yerinden ayrılamaz:
- Ömrünü nerede geçirdi?
- Gençliğini nerede tüketti?
- Malını nereden kazandı?
- Malını nereye harcadı?
- Bildiğiyle ne amel yaptı?[3]
Enes b. Malik (r.a) Resülullah’ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu anlattı:
“Bir kimse, Allah’ın cehennemden azat ettiği kimseleri görmek isterse, ilim öğrenen talebelere baksın. Muhammed’in varlığını elinde tutana yemin olsun; ilim kapılarında dolaşan her öğrenciye, Allah Teala her harf için sevap yazar. Attığı her adım için cennette ona bir şehir kurar. O, yerde yürüyüp giderken, yer onun için istiğfar eder. Akşamında, sabahında bağışlanmış olur. Melekler onun için şahitlik edip, şöyle derler: Bunlar Allah’ın cehennemden kurtardığı kimselerdir.”
Said b. Müseyyeb, Ebü Said Hudri’den (r.a) naklen, Resülullah’ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu anlattı: “Yeryüzünde işlenen iyiliklerin en önemlisi üçtür:
- İlim öğrenmek.
- Cihat
- Çalışıp helal rızık kazanmak.
Çünkü:
- İlim öğrenen Allah’ın sevgilisidir.
- Gazi, Allah’ın veli kuludur.
- Çalışıp kazanan, Allah’ın sadık dostudur.
Resülullah (s.a.v) şöyle buyurduğu anlatıldı: “Her âlimin yanında oturmayınız, ancak sizi beş şeyden alıp, şu beş şeye getirmek isteyen hariç: Şüpheden kesin imana, kibirden tevazua, düşmanlıktan nasihate, gösteriş ve rağbetten zühde.”
Abdullah b. Mes’ud (r.a) şöyle anlattı: “İki kimse, doymak nedir bilmez: İlim öğrenen ve dünya isteyen.”
Ancak bunları bir tutmak olmaz. İlim öğrenen Rahman’ın rızasını kazanır. Dünya peşinde koşan ise onu buldukça azgınlığı artar. Bundan sonra şu Ayet-i Kerimeyi okudu:
“Kulları içinde, ancak âlimler, Allah’tan (gereğince) korkar.”[4]
Daha sonra şu ayeti okudu: “Gerçekten insan, zenginliği görünce azar.”[5]
Abdullah b. Mubareke soruldu: Bir kimsenin ne zamana kadar ilmi öğrenmesi güzel olur. Şöyle dedi: “Kendisine cehalet kötü, ilim öğrenmek iyi gelinceye kadar.”[6]
Peygamberimiz (s.a.v) buyurmuştur ki:
Namazını cemaatle kılan, âlimlerin ilim meclislerini (sohbet) kaçırmayın, orada duyduğu Allah sözlerini eksiksizce yerine getiren kimseye Ulu Allah şu altı şeyi nasip eder:
- Helal kazanç.
- Kabir azabından kurtarır.
- Hesap günü amel defterini sağ tarafından verir.
- Sırat köprüsünü şimşek gibi hızla geçer.
- Peygamberlerle birlikte haşır-neşir eder.
- Cennette kendisine yakuttan kırk kapılı bir köşk inşa eder.
Din Ulularımız, ilmin amel karşısında şu beş bakımdan üstünlük taşıdığını ileri sürmektedirler. Şimdi tek tek bunları sıralayalım:
- İlim, amelsiz olur, fakat amel, ilimsiz olmaz.
- İlim, amelsiz olarak da fayda verir, fakat amel, ilimsiz fayda vermez.
- Amel gereklidir, ilim ise lamba gibi aydınlık vericidir.
- İlim kürsüsü peygamberlerin makamıdır.
- İlim Allah’ın sıfatı, amel de kulun sıfatıdır. Allah’ın sıfatı ise kulların sıfatlarından üstündür.
Bilgisini devam ettirmek isteyen kişi şu beş hasleti kesintisiz olarak yerine getirmek zorundadır:
- İki rek’at bile olsa her gece namaz (teheccüd) kılmak.
- Devamlı abdestli bulunmak.
- Gizli- açık takva sahibi olmak.
- Mideyi tıka basa doldurmak için değil, takvalığını (Allah’a yakınlaşmayı) arttırmak için yiyip içmek.
- Misvak kullanmak.
Peygamberimiz (s.a.v) buyurmuşlardır ki: “İlim kazanmak için ilim yoluna koyulan bir talebenin harçlığını sağlıyan kimse, Allah yolunda Uhud dağı kadar altın harcamış gibi sevaba erişir.”[7]
[1] Tergib ve Terhib ilim bahsi C.1 S.122-155.arası.
[2] Müslim, Nesai.
[3] Tirmizi ve Beyhaki rivayet etmiştir.
[4] Fatır Süresi, Ayet: 28.
[5] A’lak Süresi, Ayet: 6.
[6] Tenbihül Gafilin S.491-501 arası.
[7] Dürretün Nasihin C.1 S.49-55 arası.