Dilin Afetleri-6 (İki Yüzlülük)

On dördüncü Afet:  İki yüzlünün sözüdür: İki yüzlü:
İki hasım arasında dolaşan, her birinin arzularına göre konuşan, konuştuğunu överken ötekini yeren, her iki tarafa da, hasmına karşı kendisine yardımcı olacağını va’deden iki dilli kimsedir. Bu çeşit davranışlar nifak nişanlarındandır.
A m m a r b. Y a s i r in rivayetinde (r.a.) Resül-i Ekrem (s.a.v):
“Dünya da iki yüzlü olanların, kıyamet günü ateşten iki dilleri olur.”[1]
 Ebu Hüreyre’nin (r.a) rivayetinde:
“Kıyamet günü Allah’ın kullarından en kötülerini, iki yüzlü olanları bulursunuz. Onlar bir tarafa ayrı, öbür tarafa ayrı söyler; bir tarafa bir yüz, öbür tarafa diğer yüzleri ile giderler.”[2] buyurmuştur.
 On beşinci Afet: Övmektir:
Övmenin  altı afeti vardır. Dördü övende, ikisi de övülendedir.

Övende meydana gelen afetler:
1-) Öven, övgüsünde bazen aşırı gider ve işi yalana vardırır.
2-) Bazen övgüsüne riya girer. Zira o övmekle sevgisini açıklar. Halbuki bazen övdüğüne karşı içinde bir sevgi beslemediği gibi, söylediklerinin hepsinde samimide olmayabilir. O vakit riyakar ve münafık olur.
3-) Mahiyetini bilmediği ve bilmesine imkan da bulunmayan hususlarda övebilir.
4-) Bazen onun övgüsüyle, övülen sevilir. Halbuki o övülen fasık birisidir. Böylelerini sevindirmek ise caiz değildir.
 Hasan-ı Basri  şöyle demiştir:
“Zalime uzun ömür dileyen kimse, yer yüzün de Allah’a isyan edilmesini seviyor demektir.”

Övülende meydana gelen afetler:
Övgü, övülene iki açıdan zararlıdır:
1-) Övgü, övülende kibir ve kendini beğenmişliği doğurur. İkisi de helak edicidir.
2-) Kişi övüldüğünde sevinir, gevşer, durumundan memnun kalır, çalışma için gayreti azalır.
“Yalandan uzak durun. Zira yalan fücur ile birliktedir ve her ikisi de ateştedir.”[3]

Yine Resülüllah (s.a.v) buyurdular ki:
“Yalan (söylemek) nifak kapılarından bir kapıdır.”[4]

Hz. Ali (r.a) övülünce şöyle derdi:
“Allah’ım onların bilmedikleri kusurlarından ötürü beni bağışla. Onların söyledikleriyle de beni hesaba çekme. Beni onların zannettiklerinden daha üstün kıl.”
Hz. Ömer (r.a) birisinin bir adamı övdüğünü duyunca övene şu soruları yöneltir: “Onunla yolculuk ettin mi?” Hayır’ “Onunla alış veriş yaptın mı?” Hayır! “Sabah akşam onun komşusu musun?” Hayır değilim! Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) şöyle dedi.
“Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki senin onu tanıdığını zannetmiyorum.”

Şayet övmek taraflar için saydığımız bu afetlerden salim olursa, o zaman övmekte beis yoktur. Hatta bazen mendup da olabilir. Bu sebepten ötürü Resül-i Ekrem (s.a.v) Ashab-ı Kiramını övmüş ve Hz. Ebu Bekir hakkında.
“Eğer Ebu Bekir’in imanı, bütün alemin imanı ile tartılsaydı, ağır gelirdi.”
 
On altıncı Afet: Sözün inceliklerindeki hatadır:
Sözün mana ve delaletindeki hatanın inceliklerine dikkat etmek özellikle Allah’ın zatı ve sıfatlarıyla alakalı konularda ince hatalardan gaflete düşmemek gerekir. Nitekim konuşmadaki hatanın örneği şu hadisi şerifte gösterilmiştir:
“Biriniz Allah’ın dilediği ve benim dilediğim demesin! Lakin Allah’ın dilediği, sonra benim dilediğim desin.”[5]
İbrahim en-Nahai  bir kişinin “Allah’a ve sana sığınırım” “Allah ve falanca olmasaydı” demesini hoş karşılamazdı. Ancak: “Allah’a sonra da sana sığınırım” ” Allah, sonra da falanca olmasaydı” demek mahzurlu değildir.

İbni Abbas (r.a) diyor ki: “Adamın biri Resül-i Ekrem (s.a.v) ile bazı hususları görüştü. Sonunda “Allah ve sen dilersen” dedi. Resül-i Ekrem (s.a.v): “Beni Allah’a emsal mı yapıyorsun? Yalnız Allah’ın dilediği de.” [6] buyurdu.
Resül-i Ekrem (s.a.v) buyurdular ki:
“Münafığa efendim demeyiniz! Zira o sizin efendiniz olursa, Rabbinizi hakikat kızdırmış olursunuz.”[7]
İ b r a h i m N e h a i diyor ki: “Adamın biri bir başka adama, “Eşek herif, domuz herif” dediği zaman, kıyamet günü ona, bu adamı merkep veya hınzır yap, diye söylenir.
Avamın vazifesi iyi amellerle meşgul olmaktır. Ancak fuzuli şeyler kalbe hafif gelir. Avam ilmi konulara dalmaktan bazen zevk alır. Zira şeytan ona bilginlerden, faziletli kimselerden olduğunu hayal ettirir. Bunu ona o kadar sevdirir ki, Adam bazen küfür olan şeyleri konuşurda farkına dahi varmaz.

[1] Buhari.
[2] Buhari.Müslim.
[3] İbn-i Mace. Nesei.
[4] İbni Adi.
[5] Ebu Davud / sahih.
[6] Nesei.İbn Mace.
[7] Ebu Davud.


Senin yorumun bizler için Çok değerli... Lütfen Yorum yapınız.

E-posta hesabınız kaydedilmez.

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com