İmam sühreverdi (k.s) demiştir ki: “Bir sofinin nefsi, kardeşine karşı gazap ve düşmanlıkla ortaya çıktığı zaman, karşıdakine, buna kalbiyle karşılık vermesi gerekir. Gerçekten nefis, kalp ile karşılık görünce, içindeki kötülük ve şer kuruyup gider. Nefse nefisle karşılık verince fitne alevlenir ve kötülükten sakınma duygusu gider. Malumdur ki ateş, ateşle buluşunca parlar.”[1]
Velilerden Ebu Bekir b. Ebu Sa’d (k.s.) demiştir ki:
“Sofilerle arkadaşlık eden kimse, nefsini, kalbini ve malını aradan çıkararak sırf Allah için arkadaşlık yapsın. Çünkü kalbini ve niyetini maddi şeylere bağlayan kimse, asıl maksadına ulaşamaz.”
Birlik ve beraberlik konusunda da Gavsi Sani (k.s) şöyle buyurmuşlardır:
“Ne iş yaparsanız yapın, niyetinizde Allah rızası olsun. Kalbinize Allah rızasını yerleştirin. Yaptığınız her işte bu olsun. Halim olun, yumuşak olun, tevazu sahibi olun, sizleri tenkit edenlerin ellerinden öpün, onları anlamaya çalışın. Size gelenlerin anlattıklarını karşı tarafı dinlemeden hüküm vermeyin. Hakkaniyet sahibi olun, dinleyin, kızmayın, üstünlük taslamayın.”
Gavsi-Sani (k.s.) buyurdu ki:
“Dikkatli olun hata olmasın, muhabbet kesilir. Hiç kimseye sert davranmayın. Karşınızdakiler size ne kadar kızarsa kızsın, yumuşak davranın. Gaye, ümmet-i Muhammed’in hidayeti içindir. Bana şunu dedin, bunu dedin diye karşılık vermeyin.”
Gavsi-Sani (k.s.) buyurdu ki:
“Sofiler arasında kimse kimseye küs ve dargın kalmasın. Şayet varsa barıştırın. Adem (a.s) efendimizden kıyamet sonuna kadar gelmiş ve gelecek tüm insanların en hayırlısı, en büyüğü, en yücesi, en güzeli, tüm peygamberlerin imamı bizim Peygamberimiz Resülullah (s.a.v) “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız” diyerek, yumuşak, güzel ahlakı ile tek başına dünyayı fethetmiştir.”
Kardeşlerinden birisi, kusurundan dolayı gelir özür diler de diğeri bunu kabul etmezse, hata yapmış olur. Böyle davranan bir kimse hakkında tehdit içeren bir hadiste şöyle buyrulmuştur:
“Kim bir kusurundan dolayı kardeşinden özür diler de, o bunu kabul etmezse, haksız kazanç ve mal elde edenin günahı gibi günaha girmiş olur.”[2]
Hz. Cabir’in (r.a) rivayet ettiği bir hadiste, Resülullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Kendisinden bir kusurdan dolayı özür dilenip de onu kabul etmeyen kimse, benim havzıma gelmesin.”[3]
[1] Sühreverdi, Avarif, 113
[2] Münavi, Feyzu’l-Kadir had, no: 8475
[3] Et-Terğıb, C.3 S.493
Helal olsun sana Huzurkapisi abi hem güldürüyor hem hüzünlendiriyorsun❤️🌹
Çok güzel gerçekten bir insanı namaza kaldırmak onun o namazı kılmasına vesile olup o sevabı almak ve o şerefe nail olmak Allah herkese yaşatsın inşallah
Selamünaleyküm kardeşim o kadar güzel anlatıyorsun ki Allah 1000 kere razı olsun kardeşim cuman mübarek olsun Hayırlara vesile olsun Hayırlı akşamlar