Hadislerde Rüya ve Rüya Tabirleri
Bu yazımızda Peygamber Efendimizin rüyalara verdiği önemden bahsedip, içinde rüyalarla ilgili sözlerin yer aldığı hadisleri örnek göstereceğiz. Böylece rüya tabirlerine Peygamberimizin gözünden bakmış olup, İslami Rüya Tabirleri’ ne açıklık getirmiş olacağız.
Hadislerde Rüya ve Rüya Tabirleri
Peygamber Efendimizdir rüyalara ve rüya tabirine çok önem vermiştir. Böylece Peygamber Efendimiz, rüya tabiri ilmine temel ve destek olmuştur. Birçok hadisi şerifinde rüyalardan detaylıca bahsetmiştir. Bu hadislerden bazıları şunlardır:
“Rüya nübüvvetin kırk altıda biridir. Salih kimse, tarafından görülen gizli rüya, peygamberliğin kırk altı parçasından bir parçadır.”
“Güzel rüya bir müjdedir. Onu Müslüman olan görür veya kendisine gösterirler.”
“En sadık rüya, seher vakti görülen rüyadır.”
“En doğru rüya gündüz görülen rüyadır. Çünkü Allah bana vahyi gündüz bildirdi.”
“Rüya üç kısımdır. Biri Allah’tan müjdedir. Biri nefsin konuşmasıdır. Biri de şeytanın korkutmasıdır. Biriniz hoşuna giden bir rüya görecek olursa dilerse onu anlatsın. Eğer hoşuna gitmeyen bir şey görürse onu kimseye anlatmasın, kalkıp namaz kılsın.” “Rüya yorumlanacağı şekilde vaki olur. Bu hal tıpkı ayağını yerden kaldırır da ne zaman yere bırakacağım bekleyen bir adamın haline benzer. Onun için, biriniz rüya gördüğü zaman ancak nasihat veren birine veya âlime anlatsın ve yorumlatsın.”
“Rüya bir kuşun ayağında asılıdır. Sahibi onu anlatınca düşü-verir. Onun için onu ancak âlime veya öğüt veren akıllı kimseye anlat.”
“Müminin sevdiği rüya, nübüvvetin kırk altı parçasından bir parçadır. Kim böyle bir rüya görürse herkese anlatsın, hem de sevinerek. Kim sevilmedik bir rüya görürse o şeytandandır. Üç kere soluna tükürsün, sükût etsin ve onu hiç kimseye anlatmasın.” “İyi rüya Allah’tandır. Kötü rüya şeytandandır. Bir kimse, hoşlanmadığı bir rüya görürse sol tarafına üç defa tükürsün ve şeytandan Allah’a sığınsın. Böylece o rüya zarar vermez.”
“Salih rüya Allah’tan, kötü rüya şeytandandır. Biriniz hoşlanmadığı bir şey görürse uyanınca üç defa yere tükürsün! Sonra onun şerrinden Allah’a sığınsın. Çünkü böyle yaparsa ona bir zarar vermez.”
“Sizden birisi sevdiği rüyayı görürse bilsin ki o Allah tarafından ikazdır… Rüyayı gören Allah’a hamd etsin ve başkasına da söylesin. Sevmediği bir şeyi görünce de muhakkak ki bu rüya şeytandandır. Rüyayı gören rüyanın şerrinden Allah’a sığınsın ve rüyasını kimseye söylemesin, böylece o rüya sahibine zarar vermez.”
“Uykuda yeşillik Cennet ve mutluluğa, deve korkuya, hurma rızka, süt İslam fıtratına, gemi kurtuluşa, yük taşıma eleme, kadın görme hayra, ip görme dinde sebata delalettir.”
Ebu Hureyre’nin rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
“‘Peygamberlikten sonra baki kalan ancak mübeşşirattır.’
Ashab: ‘Mübeşşirat nedir ya Resulallah?’ dediler.
‘Sadık rüyadır’ cevabını verdiler.”
Abdullah İbn-i Mesud’dan rivayet edilir:
“Kim beni rüyasında görürse o kimse, uyanık iken beni görür gibidir, rüyası doğrudur. Çünkü şeytan bana benzer bir surete giremez.”
“Sizden hanginiz en doğru sözlü ise onun rüyası da en doğrudur.”
“Rüyasına yalan katarak anlatan kimseye kıyamet gününde bir arpa danesinin iki ucunu bir araya getirip düğüm yapması teklif edilir. Bir kimse, gözleri üzerine yalan söylerse Cennet kokularını alamaz. İftiranın en büyüğü, adamın kendi gözlerine yaptığı iftiradır ki ‘Ben gördüm’ der, halbuki bir şey görmemiştir.”
“Yalandan en büyük yalan rüyasında görmediği şeyi iki gözüyle görmek, iddiasıdır.”
“İftiranın en büyüğü, bir kimsenin babasından başkasına intisap etmesi veya görmediği rüyayı demesi veya Hz. Muhammed’in söylemediği sözü ona isnat etmesidir.”
Hz. Ömer (r.a.), bir gün Hz. Ali (r.a.) ile karşılaşır: “Ey Ha-san’ın babası! Adam rüya görür, bir kısmı tasdik olunur, bir kısmı yalanlanır. Buna ne dersin.”
Hz. Ali, onun bu sorusuna şu cevabı verir:
“Evet, Resulullah Efendimizden duydum, şöyle buyurdu: ‘Herhangi bir erkek veya kadın uyumaya görsün, mutlaka uykuya dalınca ruhu arşa doğru yükselir. Ruh henüz arşa varmadan uyanırsa bu rüya yalan olur. Arşa ulaştıktan sonra uyanırsa bu rüya sadık rüya olur.’”
Semüre b. Cündiib’den rivayet edildiğine göre, Resulullah, sabah namazından sonra etrafındakilere dönerek kimlerin rüya gördüğünü sorar, rüya gören varsa onları tabir ederdi.
Cemaatin ruh halini, hakikatlere olan eğilimini, ilgisini ve duygularım değerlendirirdi.
Eğer rüya gören yoksa kendi rüyasını anlatır ve tabir ederdi. Allah Resul’ünün gördüğü rüyalarda insanlığa bir haber, bir mesaj ve öğüt bulunurdu.