Rabıtanın Delilleri
Ma’nevi hallerin bir şeyh’ten diğerine rabt-ı kalb ile aktarılmasının usulü diye bileceğimiz rabıta hakkında “Mektubat‘tan sonra en detaylı bilgi veren eser Mevlana Halid-i Beğdadi’nin “er-Risale fi hakkı’r Rabıta’sı, Abdülhakim Arvasi’nin “Rabıta-ı Şerife‘si, İbrahim Hilmi el-Kadiri’nin “Medaricül-Hakika fi’r-Rabıta’ın de ehli’t tarika’sı Es’ad Sahib’in “Nuru’l Hidayeti ve’l Irfan’ı ve Mevlana Halidin halifelerinden Hasan es-Düseri’nin “er-Rahmetü’l Habıta fi İsbatı’r-Rabıta’sı,Muhammed Said Şeyda el-Cezirenin “ed-Dabıta fi’r-rabıta’sı zikredilebilir.
Süfiler rabıtayı tabii bir olay olarak görmekle birlikte bazı ayetleri buna delil sayarlar. Bu Ayetlerin bazıları şunlardır.
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Bir de sadıklarla beraber olun.”[1] (İmanında, ahdinde, sözü ve özünde doğru olanları, hakikatten ayrılmayanları tercih edin.) Ayetinde geçen sadıklarla beraberlik rabıtaya delil olarak ileri sürülmüştür.
Hanefi imamlarından ve Nakşibendiyye Meşayihinden Hace Ubeydullah Ahrar (k.s) mezkur ayetin tefsirinde: “Buradaki “künü” emri, sadıklarla mutlak manada ve devamlı bir beraberliği ifade eder. Hakiki beraberlik, sadıklarla aynı mecliste, büyük bir kalp huzuru ile fizik olarak beraber bulunmaktan ibaret olduğu gibi, hükmi beraberlikte, onlarla aynı mekanda beraber olmanın imkansız olduğu zamanlarda, suret ve siretlerini gıyaben tehayyül (düşünerek) ederek, onlarla hayali, fikri ve zihni bir beraberliği temin etmektir, diyerek Salih ve Salihlerle kurulabilecek ruhi ve ma’nevi beraberliğin delili olarak göstermektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır da “Sadıklarla beraber olunuz.” Ayetine şöyle mana vermiştir.
“İmanlarında, ahitlerinde ve hak dinde niyeti, sözü, fiil ve her haliyle sadık olanlarla beraber olunuz.” Sadıkların velayet ve beraberliğinden (onların desteğinden) ayrılmayınız. Münafıklardan sakınıp, Hz. Muhammed ve ashabı gibi sadıklara dost ve yakın olunuz, onlar gibi özü doğru, sözü doğru, işi doğru olunuz, onlara uyunuz!”
Müfessir Alüsi ise yukarıdaki ayetin tefsirinde “Sadık ve Salihlere karışınız, (onlarla iç içe olunuz) ki, onlar gibi olasınız. Çünkü herkes yakın olduğu kimseye uyar.” demiştir.
Nasıl vücudumuz yediğimiz etten gıdasını alıyorsa, ruhumuz da gıdasını gördüklerinden almakta ve biz beraber yaşadığımız kimselere göre farkına varmaksızın, faziletli ya da kötü insan olmaktayız. Kiminle gezersen onunla anılırsın, derler. Akıllı kimse sarhoşla, kibar insan kaba insanla arkadaşlık etmez. Bir ata sözü vardır. “Kurtlarla beraber yaşarsanız, ulumasını öğrenirsiniz.”
[1] Tevbe/119
Bu mükemmel makale için size çok teşekkür ederim. Kalbimdeki barışı ve saadeti Allah’a şükürler olsun yeniden keşfettim. Dualarımın kabul olmasına, Allah’ın beni ve tüm insanları korumasına inanıyorum.