Dilin Afetleri-4

gıybet dili

Onuncu Afet: Eğlenmek ve alaya almaktır:
Alay etmenin manası; başkalarını hiçe saymak, horlamak, gülünç vaziyete düşürecek şekilde ayıplarına ve kusurlarına dikkati çekmektir.
“Ey iman edenler! Bir kavim diğer bir kavimle alay etmesin. Olur ki (alay edilenler Allah indinde) kendilerinden (yani alay edenlerden) daha hayırlıdır.”[1]

İ b n  A b b a s (r.a):
“Vah bize, eyvah bize, bu defter nasıl olmuş da küçük-büyük bir şey bırakmadan hepsini saymış.”[2] ayetinin tefsirinde “sağire” (küçük) mümin ile istihaza ederken yapılan tebessümdür. “kebire” (büyük) ise bu arada atılan kahkahalardır, demiştir.

Resül-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“İnsanlarla istihaze eden birine, cennetten bir kapı açılır ve buyur gel denir. Adam sıkıntılı ve telaşlı olarak gelir, fakat kapı kapanır. Sonra başka bir kapı açılır. Adam yine sıkıntılı ve üzgün olarak bu kapıya gider,o da kapanır. Bu hal o kadar devam eder ki, artık adama gel diye seslendikleri halde gidemez bir hal alır.”[3]

M u a z b. C e b e l in (r.a.) rivayetin de Resül-i Ekrem (s.a.v):
“Kim din kardeşini tövbe ettiği bir günahından dolayı ayıplarsa, o günah ile müptela olmadan ölmez.”[4] buyurmuştur.
 
On birinci Afet: Sırrı açıklamaktır. (Sır Tutmamaktır)
Başkalarını incitmek, tanıdık ve dostların hakkına ihanet olduğu için sırrı ifşa etmek ihanettir. Başkalarına zarar verdiği zaman haram olur.

Allah’ın Resülü (s.a.v.) buyurdu.
“Adam (bir mecliste) bir sözü söyleyip sonra da etrafa bakınca, o söz dinleyenlere emanettir.”[5]
Başka bir hadiste de:                                         
 “Aranızdaki söz emanettir.” buyurmuştur.

On ikinci Afet: Yalan yere söz vermektir:
“Ey iman edenler! Verdiğiniz sözleri yerine getirin.”[6]

Resül-i Ekrem de şöyle buyurmuştur:
 “Va’d (söz vermek) borç gibi belki borçtan daha mühimdir.”[7]

Allahü Teala İsmail (a.s) övmek üzere:
“O, va’dinde sadık idi.”[8] buyurmuştur. Denildi ki: İsmail (a.s) bir yerde buluşmak üzere biriyle sözleşmişti. Adam unuttu, İsmail (a.s) 20 gün adamı orada bekledi.

Abdullah bin Ebil-Hansa nın şöyle dediği rivayet edilmiştir.
“Resül-i Ekrem’le peygamber olmadan önce bir alış veriş yapmıştım. Kendisine bir miktar vereceğim kaldı idi. Borcumu vermek için falan gün bir yerde buluşmak üzere söz verdim. Ama, ben o gün ve ertesi gün sözümü unuttum. Üçüncü gün hatırlayınca gidebildim. Baktım ki Resülullah (s.a.v) hala aynı yerde idi. Beni görünce:

“Delikanlı, bana zahmet verdin. Üç günden beri buradayım, seni bekliyorum.”[9] dedi.

İbn-i Mes’ud’da (r.a) bir söz verdiği zaman “İnşallah” derdi. En iyisi de budur. Söz verirken “İnşallah” sözünden, kesinlik manası anlaşılırsa -mazaret olmadıkça- bu söze vefa göstermek gerekir. Kişi söz verirken tutmamağa niyyetli ise, bu nifakın ta kendisidir.

Resül-i Ekrem (s.a.v) buyurdu:
“Üç şey kimde bulunursa -oruç da tutsa, namaz da kılsa ve kendisini müslümanda sansa- o, münafıktır: Konuştuğu zaman yalan söyleyen, söz verdiği zaman sözünden cayan, itimat olunduğu vakit emanete hıyanet eden.”[10]

Başka bir hadisi şeriflerinde de Efendimiz (a.s) buyurmuştur ki:
“Bir kimse verdiği sözde durmak maksadıyla kardeşine bir şey va’deder, sonra va’dettiğini bulamazsa, va’dine hulfetmiş sayılmaz.”[11]

Rivayete göre Allah’ın Resülü (s.a.v) Ebü Hayseme bir hizmetçi va’detmişti. Resülullah’a (s.a.v) üç köle getirilmişti. İkisini verdi, birisi kaldı. İşte bu esnada, Hz. Fatıma (r.anha) gelir, babasından bir hizmetçi ister ve: “Değirmenin elimde bıraktığı izlere baksan!” der. Resül-i Ekrem Ebül Haysem-e verdiği sözü hatırlattı  ve: “Ebül Haysem’e verdiğim söz ne olacak” diyerek önceden verdiği bir sözden ötürü, Hz. Fatıma’nın zayıf elleriyle değirmen çevirdiğini bile bile onu kızına tercih etti.
[1] Hucurat / 11
[2] Kehf / 49.
[3] İbn Ebid-Dünya. Mürsel Hadis.
[4] Tirmizi.
[5] Ebu Davud. Tirmizi.
[6] Maide / 1.
[7] İbn Ebid-Dünya. Mürsel hadis.
[8] Meryem / 54
[9] Ebu Davud.
[10] Buhari.Müslim.
[11] Ebu Davud.Tirmizi.

Tagged: Tags

Author: Huzur Kapısı

Huzur Kapısı, 2016 yılından beri Ehli Sünnet geleneğine uygun içerikler sunan bir web sitesidir. İslam aleminin her köşesinden kullanıcılara hitap eden sitede, dinî konularda kapsamlı bilgi ve rehberlik bulabilirsiniz. Huzur Kapısı'nda yer alan içerikler şu kategorilere ayrılmıştır: • Kuran ve Hadis: Kuran'ın ayetleri ve sahih hadisler, açıklamalı ve yorumlu bir şekilde ele alınmaktadır. • İslam Akaidi: İslam'ın temel inanç esasları ve bu inançlara dair detaylı bilgiler sunulmaktadır. • Fıkıh: Farklı mezheplerin görüşleri de göz önünde bulundurularak, günlük hayatta karşılaşılabilecek her türlü konuda fıkıh bilgisi verilmektedir. • Tasavvuf: Tasavvufun temel kavramları, önemli şahsiyetleri ve tarikatları hakkında bilgi edinebilirsiniz. • Ahlak: İslam ahlakının temel ilkeleri ve günlük hayata nasıl uygulanabileceği ele alınmaktadır. • Aile ve Toplum: Aile içi ilişkiler, komşuluk hakları, toplumda bireyin rolü ve sorumlulukları gibi konularda rehberlik sunulmaktadır. • Tarih: İslam tarihi boyunca yaşanmış önemli olaylar ve şahsiyetler hakkında bilgi edinebilirsiniz. • Güncel: İslam aleminde yaşanan güncel gelişmeler ve bu gelişmelere dair İslami bakış açısı sunulmaktadır. Huzur Kapısı'nın en önemli özelliklerinden biri, tüm içeriklerin orijinal kaynaklara dayandırılması ve Ehli Sünnet geleneğine uygun olmasıdır. Bu sayede, kullanıcılar doğru ve güvenilir bilgiye ulaşma imkanı bulmaktadır. Ayrıca, Huzur Kapısı'nda yer alan tüm içerikler izinsiz olarak alınıp kullanılabilir. Bu sayede, İslam'ı öğrenmek ve geliştirmek isteyen herkes bu değerli bilgi birikiminden faydalanabilir. Huzur Kapısı'nı ziyaret ederek, İslam hakkında kapsamlı bilgi edinebilir, ruhunuzu besleyebilir ve manevi açıdan gelişebilirsiniz. Huzur Kapısı Sosyal Medya hesaplarımıza şu adreslerden ulaşabilirsiniz: https://www.facebook.com/HUZURKAPISICOM

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir