Dilin Afetleri-1

Birinci Afet: Malaya’ni (gereksiz söz) dür.
Bil ki, kulun sermayesi vakitleridir. Kul zamanlarını boş yere harcar, onlarla ahiret için sevap biriktirmezse sermayesini heder etmiş olur. Bundan ötürü Allah’ın Resülü (s.a.v) şöyle buyurmuştur.
“Malaya’niyi terk etmesi kişinin Müslümanlığının güzel olmasındandır.” [1]

-E b u Z e r (r.a) diyor ki: Resül-i Ekrem (s.a.v) bana:
“Sana, bedene hafif, fakat terazide ağır gelen bir amel öğreteyim mi? buyurdu. Ebu Zer (r.a): Evet ya Resülallah deyince. Resülü Ekrem (s.a.v):
“O sükut etmek, güzel ahlaka sahip olmak ve lüzumsuz şeyleri terk etmektir.”[2] buyurdu.

Muhammed b. Ka’b diyor ki; Resül-i Ekrem (s.a.v) bir defa:
“Şu kapıdan ilk girecek olan, cennet ehlinden biridir.” buyurdu.

Abdullah b. Selam biraz sonra içeri girdi. Ashab-ı Kiram, Resül-i Ekrem’in (s.a.v) bu müjde haberini kendisine ulaştırdı ve hangi ameli ile bu mertebeye ulaştığını kendisinden sordular. Abdullah “Ben zayıf bir kimseyim. Benim en kuvvetli ümidim, kalp selameti, yani kimseye karşı içimden kötülük beslememek ve boş sözleri terk etmiş olmamdır, başka bir fiil yoktur,” dedi.

İkinci Afet: Fazla konuşmaktır:
Fazla konuşmak; gereksiz yerde söze dalmak, gerekli yerlerde ise ihtiyacından fazla konuşmaktır. Resül-i Ekrem (s.a.v) buyurdu.
“Dilinin fazlasını tutana, malının da fazlasını infak edene müjdeler olsun.”[3]

Hadis olduğu bildirilen bir sözde de şöyle söylenmiştir.
“Adama dilinin fazlalığından (fazla konuşmaktan) daha büyük bir şer verilmemiştir.”

M i t r a f babası Abdullah’tan haber veriyor. Abdullah diyor ki:
Amir oğullarından birkaç kişi ile Resül-i Ekrem’in (s.a.v) huzuruna çıktık. Bunlar: “Sen bizim atamızsın, sen bizim efendimizsin, sen bizim en büyüğümüz ve en üstünümüzsün, sen parlak bir kasesin, sen şöylesin, sen böylesin gibi mukaddimelere başladılar.” Resül-i Ekrem (s.a.v):
“Söyleyeceğinizi söyleyin, şeytan sizi şaşırtıp durmasın.” buyurdu. Resül-i Ekremin bu mübarek sözünde ,dil bir defa doğru da olsa övmeğe başlayınca şeytan onu havalandırıp aşırı gitmesine sebep olabilir.

-M ü c a h i d de şöyle anlatıyor. “Ağzından çıkan her söz yazılır, hatta kişi çocuğunu susturmak için, Dur ben sana şunu bunu alacağım der de sonra almazsa yalancılardan yazılır.

-H a s a n – ı B a s r i  “Ey adem oğlu, senin için defter hazırlandı. Kiramen Katibin adında iki melek vazifelendirildi, yaptıklarını yazıyorlar. İstediğini yap, İster az yap ister çok” demiştir.

İ b r a h i m T e y m i de şöyle anlatıyor: “Mümin, konuşacağı zaman sözüne bakar, lehinde ise onu konuşur, aleyhinde ise konuşmaz. Fakat facir böyle değil, ağzına her geleni birbiri peşinden salıverir gider.”

Üçüncü Afet: Batıla dalmaktır:
Bu kadınların hallerini, içki meclislerini, fasıkların makamlarını, zalimlerin nasıl büyüklendiklerini, onların yerilen merasimlerini ve çirkin hareketlerini hikaye etmek gibi ma’siyetler hakkında konuşmaktır. Şüphesiz bu tür konuşmalar helal olmayan konuşmalardır.

Bir hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur:
“Kıyamet gününde insanların hataca en yüklüsü, batıla en çok dalanlarıdır.”[4]

Buna Allah’ın şu Ayetleriyle de işaret buyrulmuştur:
“Günahkarlara: Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? Diye uzaktan uzağa sorarlar. Onlar şöyle cevap verirler. Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksulu doyurmuyorduk. (Batıla) dalanlarla birlikte dalıyorduk.”[5]

Başka bir ayeti kerimede de Cenab-ı Hakk (c.c) şöyle buyurmuştur.
“Başka söze dönünceye kadar onlarla bir arada oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz.”[6]

S e l m a n  “Kıyamet günü, insanların en çok günahkarları, dünyada en çok konuşmalarında Allah’a isyan edenlerdir.” demiştir.
[1] Tirmizi. ibn-i Mace.
[2] İbn-i Ebid-Dünya.Ebu Zer den rivayet etmiştir.
[3] Beyhaki.
[4] İbni Ebid- Dünya.
[5] Müddesir / 40-45.
[6] en-Nisa / 140.


Senin yorumun bizler için Çok değerli... Lütfen Yorum yapınız.

E-posta hesabınız kaydedilmez.

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com