Kardeşler! Bir Allah dostunu ziyaret etmenin ilk karı, Allah (c.c) için yapılan ziyaretin sevabına ulaşmaktır. Allah için sevilen bir Müslüman kardeşi ziyaret etmenin hediyesi ilahi muhabbet ve Cennettir. Resülullah Efendimizin (s.a.v) şu müjdeleri ne güzeldir.
“Size Cennet ehl-i olanlarınızı haber vereyim mi? Bir şehrin (memleketin) öbür ucunda bulunan din kardeşini Allah rızası için ziyaret eden kimse Cennetliktir.”[1]
Peygamber Efendimizden (s.a.v) rivayetle Kudsi bir hadiste:
“Allah Teala buyurur ki: Benim için birbirini sevenlere muhabbetim hak olmuştur. Benim için birbirini arayıp soranlara muhabbetim hak olmuştur. Benim için birbirini ziyaret edenlere muhabbetim hak olmuştur. Benim için birbirini ikramda bulunanlara muhabbetim hak olmuştur. Benim için meclis kuranlara muhabbetim hak olmuştur.[2] buyrulmaktadır.
Resül-i Ekrem (s.a.v):
“Allah için sevdiği bir kardeşini ziyarete giden kimsenin yoluna Allah meleklerden bir bekçi koyar. Melek adama:
“Nereye gidiyorsun? diye sorar. Adam: “Şu köyde (beldede) bir din kardeşim var, onu ziyarete gidiyorum der. Melek:
“O senin bir yakının olduğu için mi gidiyorsun? der. Adam: “Hayır, der. Melek: “Onun sana (maddi) bir iyiliği dokundu da teşekküre mi gidiyorsun? der. Adam:
“Hayır, ben onu sırf Allah rızası için seviyorum (ve bunun için ziyarete gidiyorum) der. Melek:
“Ben Allah’u Teala’nın sana gönderdiği bir elçiyim. Sana senin o adamı sevdiğin gibi Allah’ın da seni sevdiğini haber vermeye geldim.”[3]
“Kim bir hastayı ziyaret ederse veya Allah için sevdiği bir kardeşini ziyarete giderse, görevli bir melek yoluna çıkıp: “Güzel bir iş ettin, bu yürüyüşün hoş oldu. Cennette kendine bir ev hazırladın, sana mübarek olsun.”[4] diye seslenir.
Allah için sevginin ve ziyaretin bundan başka bir hediyesi olmasa bile, bu kadarı insana kâfi gelirdi. Allah’ın bir kulunu sevmesinden ve ona cennetini vermesinden daha güzel ne vardır? Hele bu ziyaret edilen kimse, halkın irşadıyla görevli bir Allah dostu olursa, ziyaretin fazileti ve bereketi daha fazla olur.
Özet olarak, mürşide gitmekten maksat, Allah (c.c) rızasına ulaşmak, kötülükten kaçmak, hasta kalbe ilaç, garip gönle gerçek bir dost aramak, kısaca manevi bir hicret yapmaktır. Resülullah Efendimiz (s.a.v):
“Fitneler etrafı sardığı bir zamanda ibadete yönelen kimse, sanki bana hicret etmiş gibidir.”[5] buyuruyor.
Zamanımızın irşad kutbu Seyyid Abdülbaki Hazretleri (k.s) Kamil mürşitlerin nazarının etkisi konusunda buyurmuştur ki:
“Sadatı kiramın nazarı kaplumbağa nazarı gibidir. Kaplumbağa yumurtasını yapar, biraz geri çekilir. Yumurtaya bir müddet nazar eder, sonra onu kuma ve toprağa gömüp gider. Onun bu bakışı yumurtayı olgunlaştırmaya yeter ve belli bir müddet sonra yavru meydana gelir. Sadat-ı Kiramın nazarı da öyledir.” Zira kudsi bir hadiste şöyle buyrulur.
“Ben kulumu sevdim mi onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum.”[6] İşte Sadati Kiram bu yüce devlete ermiştir. Allah Teala onlara bu yetkiyi vermiştir.
[1] Taberani.
[2] Ahmed b. Hanbel. Müsned
[3] Müslim
[4] Tirmizi. İbn-i Mace.
[5] Müslim.
[6] Buhari.
Yaptığımız her şeyi en iyi şekilde yapmak ⚘ Kendine özendiginden daha çok özenmek