a-) Buluğ çağına gelip de kendisini zapt edemiyorsa, şehveti çoksa her an günah işlemeyle -harama bakma, meyletme, zina gibi- karşı karşıyaysa bu durumdaki kimsenin evlenmesi Farzdır.
b-) Akli dengesi pek yerinde değilse, evlendiği takdirde ailesini zayi edecek seviyedeyse, her gün dövecekse, şahsiyet ve kişilik yönünden çok noksan olup hanımına bakamayıp koruyamayacaksa, bu kişinin evlenmesi de Haramdır.
c-) Normal şartlarda ise kişinin evlenmesi Sünnet-i Müekkededir.
Sünneti Müekkede olan bir nikah da bulunmanın mükafatını Resül-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmaktadır.
“Bir kimsenin nikahında hazır bulunan, Allah yolunda bir gün oruç tutmuş gibidir. O bir gün yedi yüz gün sayılır.”
Bir başka hadis-i şerifte de:
“Şefaatın, (yardımın) en üstünü, iki kişinin evlenmesine yardımcı olmaktır.” buyurmuştur.
Yukarda deyindiğimiz gibi bir erkek evlenirken veya erkek çocuğunu evlendirirken saliha/dindar bir eş seçmesini ve bu durumda mutlu ve mesut olacağını Peygamber Efendimizin (s.a.v) hadislerinde açıklamıştık.
Bir kadında evlenmek istediğinde veya kız çocuğunu evlendirmek istediğinde dikkat edeceği hususları da Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle açıklamıştır:
“Fasık erkekle evlenmeğe razı olan kadının, kabrinden kalkarken alnında; Allah’ın rahmetinden ümidini kesmiş yazısı bulunur. Ancak benim şefaatimi isteyen hariç.”
Başka bir hadisi şeriflerinde de:
“Kızını evlendirmek, onu elden çıkarmaktır. O halde sizden biriniz kızını evlendirirken, nereye verdiğine dikkat etmelidir.”
Yine Efendimiz (s.a.v):
“Kızını, fasık bir erkekle evlendirene, her gün bin lanet iner, ameli göğe çıkmaz, duası kabul edilmez, farz ve nafilesi makbul olmaz.” buyurmaktadır.