Ahmed-i Rufai Hazretleri (k.s) Bir gün talebelerine: İçinizde kim bende bir ayıp görüyorsa bildirsin, dedi. Müritlerinden biri: Efendim, sizde büyük bir ayıp var, diye cevap verdi. Ayıbını talebesine soracak kadar kendini aşmış bu mütevazi insan hiç kızmadı, talebesi böyle söylüyor diye üzülmedi, belki sadece ayıbından kurtulabilmek ümidiyle sordu: Söyle dedi, kardeşim, o ayıbım nedir? Talebe gözleri dolu dolu:
“Bizim gibilerin size talebe olması, dedi. Bu söz gönüllere çok tesir etmiş, sohbette bulunan herkes ağlamaya başlamıştı. Ahmed-i Rufai Hazretleri de ağlıyordu. Bir ara sadece:
-Ben sizin hizmetçinizim, ben hepinizden aşağıyım diyebildi.
Tevazu
- 1 Beğenilen bir özelliktir. Ancak, sınırı çok iyi ayarlanmalıdır. Kişinin şahsiyetini ortadan kaldıran hafifmeşreplik tevazu değildir. Alim, bir yaşmakçı kendisine geldiği vakit, onun için eğilir ve onu kendi yerine oturtur, sonra ayakkabılarını çevirir ve kendisini kapıya kadar uğurlarsa, zillete düşmüş olur ki, bu, makbul değildir.
- 2 Bu yazımızda size faydalı olabilir. Lütfen okuyun:
Beğenilen bir özelliktir. Ancak, sınırı çok iyi ayarlanmalıdır. Kişinin şahsiyetini ortadan kaldıran hafifmeşreplik tevazu değildir. Alim, bir yaşmakçı kendisine geldiği vakit, onun için eğilir ve onu kendi yerine oturtur, sonra ayakkabılarını çevirir ve kendisini kapıya kadar uğurlarsa, zillete düşmüş olur ki, bu, makbul değildir.
Allah katında makbul olan, adalet ve itidaldir. Yani herkese hakkını vermektir. Bu gibi tevazuu, insan akranına karşı yapmalıdır. Gelişi güzeli insanlara karşı tevazu, onlara kıyam etmek, güler yüzlü olmak, sual ve davetlerine icabette yumuşak davranmak, ihtiyaçlarına gitmek ve benzeri şeylerle olur. Ayrıca kendini onlardan üstün görmemek, tahkir etmemek, küçümsememek ve son nefesi bilemediği için kendisini üstün görmemekle olur.