Vakıa Suresi, Mekke’de nazil olmuştur. Kur’an-ı Kerim’in 56. Suresi olan Vakıa, 96 ayetten oluşmaktadır. Vakıa kelime anlamı olarak ‘olay’, ‘hadise’ gibi manalara gelir.
İnsanların amel defterlerinden ve ölüm anından bahseden surede, kıyamet gününün mutlaka geleceğine, onu kimsenin engelleyemeyeceğine ve o gün yerin şiddetle sarsılarak dağların parçalanacağından bahsedilmektedir. Ayrıca ölümün insanın kapısını çaldığında ondan dönemeyeceğinden, kişinin inançlı ve salih bir insan olması durumunda ölümün ona bir ferahlama ve kurtuluş getireceğinden; kötü ve inançsız kimseler için de işledikleri günahlardan dolayı cehenneme açılan bir kapı olacağından söz edilir. İnsanların dünya üzerinde içtikleri suyun ve tarlalarına ektikleri ekinin, Allah tarafından verilen bir lütuf olduğu ve bundan yaşayanların ibret alması gerektiği anlatılır.
Vakıa Suresinin Okunuşu
Vakıa suresinin okunuşu şöyledir;
Bismillahirrahmanirrahim.
1. İza veka’atilvaki’atu.
2. Leyse livak’atiha kazibetun.
3. Hafıdatun rafi’tun.
4. İza ruccetil’ardu reccen.
5. Ve bussetilcibalu bessen.
6. Ve fekanet hebaen munbessen.
7. Ve kuntum ezvacen selaseten.
8. Feashabulmeymeneti ma ashaulmeymeneti.
9. Ve ashabulmeş’emeti ma ashabulmeş’emeti.
10. Vessabikunessabikune.
11. Ulaikelmukarrabune.
12. Fiy cennatin na’ıymi.
13. Sulletun minel’evveliyne.
14. Ve kaliylun minel’ahıriyne.
15. ‘ala sururin medunetun.
16. Muttekiiyne ‘aleyha mutekabiliyne.
17. Yetufu ‘aleyhim veldanun muhalledune.
18. Biekvabin ve ebariyka ve ke’sin min ma’ıynin.
19. La yusadda’une ‘anha ve la yunzifune.
20. Ve fakihetin mimma yetehayyerune.
21. Ve lahmi tayrin mimma yeştehune.
22. Ve hurun ‘ıynun.
23. Keemsalillu’luilmeknuni.
24. Cezaen bima kanu ya’melune.
25. La yesme’une fiyha lağven ve la te’siymen.
26. İlla kıylen selamen selamen.
27. Ve ashabulyemiyni ma ashabulyemiyni.
28. Fiy sidrin mahdudin.
29. Ve talhın mendudin.
30. Ve zıllin memdudin.
31. Ve main meskubin.
32. Ve fakihetin kesiyretin.
33. La maktu’atin ve la memnu’atin.
34. Ve furuşin merfu’atin.
35. İnna enşe’nahunne inşaen.
36. Fece’alnahunne ebkaren.
37. ‘Uruben etraben.
38. Liashabilyemiyni.
39. Sulletun minel’evveliyne.
40. Ve sulletun minelahiriyne.
41. Ve ashabuşşimali ma ishabuşşimali.
42. Fiy semumin ve hamiymin.
43. Ve zıllin min yahmumin.
44. La baridin ve la keriymin.
45. İnnehum kanu kable zalike mutrefiyne.
46. Ve kanu yusırrune ‘alelhınsil’azıymi.
47. Ve kanu yekulune eiza mitna ve kunna turaben ve ‘ızamen einne lemeb’usune.
48. Eve abaunel’evvelune.
49. Kul innel’evveliyne vel’ahıriyne.
50. Lemecmu’une ila miykati yevmin ma’lumin.
51. Summe innekum eyyuheddallunelmukezzibune.
52. Leakilune min şecerin min zakkumin.
53. Femaliune minhelbutune.
54. Feşaribune ‘aleyhi minelhamiymi.
55. Feşaribune şurbelhiymi.
56. Haza nuzuluhum yevmeddiyni.
57. Nahnu halaknakum felevla tusaddikune.
58. Efereeytum ma tumnune.
59. Eentum tahlukunehu em nahnulhalikune.
60. Nahnu kadderna beynekumulmevte ve ma nahnu bimesbukıyne.
61. ‘Ala en nubeddile emsalekum ve nunşiekum fiy ma la ta’lemune.
62. Ve lekad ‘alimtumunneş’etel’ula felevla tezekkerune.
63. Efereeytum ma tahrusune.
64. Eeentum tezre’unehu em nahnuzzari’une.
65. Lev neşa’u lece’alnahu hutamen fezaltum tefekkehune.
66. İnna lemuğremune.
67. Bel nahnu mahrumune.
68. Efereeytumulmaelleziy teşrebune.
69. Eentum enzeltumuhu minelmizni em nahnulmunzilune.
70. Lev neşa’u ce’alnahu ucacen felevla teşkurune.
71. Efereeytumunnarelletiy turune.
72. Eentum enşe’tum şecereteha em nahnul munşiune.
73. Nahnu ce’alnaha tezkireten ve meta’an lilmukviyne.
74. Fesibbıh bismi rabbikel’azıymi.
75. Fela uksimu bimevakı’ınnnucumi.
76. Ve innehu lekasemun lev ta’lemune ‘azıymun.
77. İnnehu lekur’anun keriymun.
78. Fiy kitamin meknunin.
79. Lya yemessuhu illelmutahherune.
80. Tenziylun min rabbil’alemiyne.
81. Efebihazelhadiysi entum mudhinune.
82. Ve tec’alune rizkakum ennekum tukezzibune.
83. Felevla iza beleğatilhulkume.
84. Ve entum hıyneizin tenzurune.
85. Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lakin la tubsırune.
86. Felevla in kuntum ğayre mediyniyne.
87. Terci’uneha in kuntum sadikıyne.
88. Feemma in kane minelmukarrebiyne.
89. Feravhun ve reyhanun ve cennetu na’ıymin.
90. Ve emma in kane min ashabilyemiyni.
91. Feselamun leke min ashabilyemiyni.
92. Ve emma in kane minelmukezzibiyneddalliyne.
93. Fenuzulun min hamiymin.
94. Ve tasliyetu cahıymin.
95. İnne haza lehuve hakkulyakıyni.
96. Fesebbih bismi rabbikel’azıymi.
Vakıa Suresinin Arapça Yazılışı
Vakıa Suresi Arapça, yazılışı şu şekildedir;
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
اِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُۙ ﴿1﴾ لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌۢ ﴿2﴾ خَافِضَةٌ رَافِعَةٌۙ ﴿3﴾ اِذَا رُجَّتِ الْاَرْضُ رَجًّاۙ ﴿4﴾ وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّاۙ ﴿5﴾ فَكَانَتْ هَبَٓاءً مُنْبَثًّاۙ ﴿6﴾ وَكُنْتُمْ اَزْوَاجًا ثَلٰثَةًۜ ﴿7﴾ فَاَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ ﴿8﴾ وَاَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ ﴿9﴾ وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَۙ ﴿10﴾ اُو۬لٰٓئِكَ الْمُقَرَّبُونَۚ ﴿11﴾ ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِ ﴿12﴾ ثُلَّةٌ مِنَ الْاَوَّل۪ينَۙ ﴿13﴾ وَقَل۪يلٌ مِنَ الْاٰخِر۪ينَۜ ﴿14﴾ عَلٰى سُرُرٍ مَوْضُونَةٍۙ ﴿15﴾ مُتَّكِـ۪ٔينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِل۪ينَ ﴿16﴾ يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَۙ ﴿17﴾ بِاَكْوَابٍ وَاَبَار۪يقَ وَكَأْسٍ مِنْ مَع۪ينٍۙ ﴿18﴾ لَا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنْزِفُونَۙ ﴿19﴾ وَفَاكِهَةٍ مِمَّا يَتَخَيَّرُونَۙ ﴿20﴾ وَلَحْمِ طَيْرٍ مِمَّا يَشْتَهُونَۜ ﴿21﴾ وَحُورٌ ع۪ينٌۙ ﴿22﴾ كَاَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ۬ الْمَكْنُونِۚ ﴿23﴾ جَزَٓاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿24﴾ لَا يَسْمَعُونَ ف۪يهَا لَغْوًا وَلَا تَأْث۪يمًاۙ ﴿25﴾ اِلَّا ق۪يلًا سَلَامًا سَلَامًا ﴿26﴾ وَاَصْحَابُ الْيَم۪ينِ مَٓا اَصْحَابُ الْيَم۪ينِۜ ﴿27﴾ ف۪ي سِدْرٍ مَخْضُودٍۙ ﴿28﴾ وَطَلْحٍ مَنْضُودٍۙ ﴿29﴾ وَظِلٍّ مَمْدُودٍۙ ﴿30﴾ وَمَٓاءٍ مَسْكُوبٍۙ ﴿31﴾ وَفَاكِهَةٍ كَث۪يرَةٍۙ ﴿32﴾ لَا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍۙ ﴿33﴾ وَفُرُشٍ مَرْفُوعَةٍۜ ﴿34﴾ اِنَّٓا اَنْشَأْنَاهُنَّ اِنْشَٓاءًۙ ﴿35﴾ فَجَعَلْنَاهُنَّ اَبْكَارًاۙ ﴿36﴾ عُرُبًا اَتْرَابًاۙ ﴿37﴾ لِاَصْحَابِ الْيَم۪ينِۜ۟ ﴿38﴾ ثُلَّةٌ مِنَ الْاَوَّل۪ينَۙ ﴿39﴾ وَثُلَّةٌ مِنَ الْاٰخِر۪ينَۜ ﴿40﴾ وَاَصْحَابُ الشِّمَالِۙ مَٓا اَصْحَابُ الشِّمَالِۜ ﴿41﴾ ف۪ي سَمُومٍ وَحَم۪يمٍۙ ﴿42﴾ وَظِلٍّ مِنْ يَحْمُومٍۙ ﴿43﴾ لَا بَارِدٍ وَلَا كَر۪يمٍ ﴿44﴾ اِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذٰلِكَ مُتْرَف۪ينَۚ ﴿45﴾ وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنْثِ الْعَظ۪يمِۚ ﴿46﴾ وَكَانُوا يَقُولُونَ اَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَۙ ﴿47﴾ اَوَاٰبَٓاؤُ۬نَا الْاَوَّلُونَ ﴿48﴾ قُلْ اِنَّ الْاَوَّل۪ينَ وَالْاٰخِر۪ينَۙ ﴿49﴾ لَمَجْمُوعُونَ اِلٰى م۪يقَاتِ يَوْمٍ مَعْلُومٍ ﴿50﴾ ثُمَّ اِنَّكُمْ اَيُّهَا الضَّٓالُّونَ الْمُكَذِّبُونَۙ ﴿51﴾ لَاٰكِلُونَ مِنْ شَجَرٍ مِنْ زَقُّومٍۙ ﴿52﴾ فَمَالِؤُ۫نَ مِنْهَا الْبُطُونَۚ ﴿53﴾ فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَم۪يمِۚ ﴿54﴾ فَشَارِبُونَ شُرْبَ الْه۪يمِۜ ﴿55﴾ هٰذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدّ۪ينِۜ ﴿56﴾ نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ۟ ﴿57﴾ اَفَرَاَيْتُمْ مَا تُمْنُونَۜ ﴿58﴾ ءَاَنْتُمْ تَخْلُقُونَهُٓ اَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ ﴿59﴾ نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوق۪ينَۙ ﴿60﴾ عَلٰٓى اَنْ نُبَدِّلَ اَمْثَالَكُمْ وَنُنْشِئَكُمْ ف۪ي مَا لَا تَعْلَمُونَ ﴿61﴾ وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْاَةَ الْاُو۫لٰى فَلَوْلَا تَذَكَّرُونَ ﴿62﴾ اَفَرَاَيْتُمْ مَا تَحْرُثُونَۜ ﴿63﴾ ءَاَنْتُمْ تَزْرَعُونَهُٓ اَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ ﴿64﴾ لَوْ نَشَٓاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ ﴿65﴾ اِنَّا لَمُغْرَمُونَۙ ﴿66﴾ بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ ﴿67﴾ اَفَرَاَيْتُمُ الْمَٓاءَ الَّذ۪ي تَشْرَبُونَۜ ﴿68﴾ ءَاَنْتُمْ اَنْزَلْتُمُوهُ مِنَ الْمُزْنِ اَمْ نَحْنُ الْمُنْزِلُونَ ﴿69﴾ لَوْ نَشَٓاءُ جَعَلْنَاهُ اُجَاجًا فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ ﴿70﴾ اَفَرَاَيْتُمُ النَّارَ الَّت۪ي تُورُونَۜ ﴿71﴾ ءَاَنْتُمْ اَنْشَأْتُمْ شَجَرَتَهَٓا اَمْ نَحْنُ الْمُنْشِؤُ۫نَ ﴿72﴾ نَحْنُ جَعَلْنَاهَا تَذْكِرَةً وَمَتَاعًا لِلْمُقْو۪ينَۚ ﴿73﴾ فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظ۪يمِ۟ ﴿74﴾ فَلَٓا اُقْسِمُ بِمَوَاقِعِ النُّجُومِۙ ﴿75﴾ وَاِنَّهُ لَقَسَمٌ لَوْ تَعْلَمُونَ عَظ۪يمٌۙ ﴿76﴾ اِنَّهُ لَقُرْاٰنٌ كَر۪يمٌۙ ﴿77﴾ ف۪ي كِتَابٍ مَكْنُونٍۙ ﴿78﴾ لَا يَمَسُّهُٓ اِلَّا الْمُطَهَّرُونَۜ ﴿79﴾ تَنْز۪يلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿80﴾ اَفَبِهٰذَا الْحَد۪يثِ اَنْتُمْ مُدْهِنُونَۙ ﴿81﴾ وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ اَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ ﴿82﴾ فَلَوْلَٓا اِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَۙ ﴿83﴾ وَاَنْتُمْ ح۪ينَئِذٍ تَنْظُرُونَۙ ﴿84﴾ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْكُمْ وَلٰكِنْ لَا تُبْصِرُونَ ﴿85﴾ فَلَوْلَٓا اِنْ كُنْتُمْ غَيْرَ مَد۪ين۪ينَۙ ﴿86﴾ تَرْجِعُونَهَٓا اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ ﴿87﴾ فَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنَ الْمُقَرَّب۪ينَۙ ﴿88﴾ فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّتُ نَع۪يمٍ ﴿89﴾ وَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنْ اَصْحَابِ الْيَم۪ينِۙ ﴿90﴾ فَسَلَامٌ لَكَ مِنْ اَصْحَابِ الْيَم۪ينِ ﴿91﴾ وَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنَ الْمُكَذِّب۪ينَ الضَّٓالّ۪ينَۙ ﴿92﴾ فَنُزُلٌ مِنْ حَم۪يمٍۙ ﴿93﴾ وَتَصْلِيَةُ جَح۪يمٍۙ ﴿94﴾ اِنَّ هٰذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَق۪ينِۚ ﴿95﴾ فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظ۪يمِ ﴿96﴾
Vakıa Suresinin Türkçe Anlamı
Vakıa Suresinin Türkçe Anlamı, şöyledir:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
1. ayet: Vakıa (kesin bir gerçek olan kıyamet) vuku bulduğu zaman,
2. ayet: Onun vukuuna (gerçekleşmesine artık) yalan diyecek yoktur.
3. ayet: O aşağılatıcı, yücelticidir.
4. ayet: Yer, şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığı,
5. ayet: Ve dağlar darmadağın olup ufalandığı,
6. ayet: Derken toz duman halinde dağılıp-savrulduğu,
7. ayet: Ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman;
8. ayet: İşte o “Ashab-ı Meymene”, ne (kutludur o) “Ashab-ı Meymene”.
9. ayet: “Ashab-ı Meş’eme” ne (mutsuz ve uğursuzdur o) “Ashab-ı Meş’eme”.
10. ayet: Yarışıp öne geçenler de, öne geçmiş öncülerdir.
11. ayet: İşte onlar, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlardır.
12. ayet: Nimetlerle-donatılmış cennetler içinde;
13. ayet: Birçoğu geçmiş (ümmet)lerden,
14. ayet: Birazı da sonrakilerden.
15. ayet: ‘Özenle işlenmiş mücevher’ tahtlar üzerindedirler.
16. ayet: Karşılıklı yaslanmışlardır.
17. ayet: Çevrelerinde ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dönüp dolaşır;
18. ayet: Kaynağından (doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehler,
19. ayet: Ki bundan ne başlarını bir ağrı tutar, ne de kendilerinden geçip akılları çelinir.
20. ayet: Arzulayıp-seçecekleri meyveler,
21. ayet: Canlarının çektiği kuş eti.
22. ayet: Ve iri gözlü huriler,
23. ayet: Sanki saklı inciler gibi;
24. ayet: Yaptıklarına bir karşılık olmak üzere (onlara sunulur);
25. ayet: Orada, ne ‘saçma ve boş bir söz’ işitirler, ne günaha sokma.
26. ayet: Yalnızca bir söz (işitirler:) “Selam, selam.”
27. ayet: “Ashab-ı Yemin”, ne (kutludur o) “Ashab-ı Yemin.”
28. ayet: Yüklü dalları bükülmüş kiraz (ağaçları),
29. ayet: Üstüste dizili meyveleri sarkmış muz ağaçları,
30. ayet: Yayılıp-uzanmış gölgeler,
31. ayet: Durmaksızın akan su(lar);
32. ayet: Ve (daha) birçok meyveler arasında,
33. ayet: Kesilip-eksilmeyen ve yasaklanmayan (meyveler).
34. ayet: Yükseklere-kurulmuş döşekler (sedirler).
35. ayet: Gerçek şu ki, Biz onları yeni bir inşa (yaratma) ile inşa edip-yarattık.
36. ayet: Onları hep bakireler olarak kıldık,
37. ayet: Eşlerine sevgiyle tutkun (ve) hep yaşıt,
38. ayet: “Ashab-ı Yemin” olanlar için.
39. ayet: (Bunların) Birçoğu geçmiş (ümmet)lerden,
40. ayet: Birçoğu da sonrakilerdendir.
41. ayet: “Ashab-ı Şimal”, ne (mutsuzdur o) “Ashab-ı Şimal.”
42. ayet: Hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar su,
43. ayet: Ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler.
44. ayet: Ki o, ne serindir, ne ferahlatıcı (kerim).
45. ayet: Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.
46. ayet: Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.
47. ayet: Ve derlerdi ki: “Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?”
48. ayet: “Önceden gelip-geçmiş atalarımız da mı?”
49. ayet: De ki: “Şüphesiz, öncekiler de ve sonrakiler de.”
50. ayet: “Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.”
51. ayet: Sonra gerçekten siz, ey sapık olan yalanlayıcılar,
52. ayet: Şüphesiz zakkum olan bir ağaçtan yiyeceksiniz.
53. ayet: Böylece karınları(nızı) ondan dolduracaksınız.
54. ayet: Onun üzerine de alabildiğine kaynar sudan içeceksiniz.
55. ayet: Üstelik ‘içtikçe susayan hasta develerin’ içişi gibi içeceksiniz.
56. ayet: İşte bu, onların din (hesap ve ceza) gününde şölenleridir.
57. ayet: Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz?
58. ayet: Şimdi (rahimlere) dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü?
59. ayet: Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa Yaratıcı Biz miyiz?
60. ayet: Sizin aranızda ölümü takdir eden Biziz ve Bizim önümüze geçilmiş değildir;
61. ayet: (Yerinize) Benzerlerinizi getirip-değiştirme ve sizi şimdi bilemeyeceğiniz bir şekilde-inşa etme konusunda.
62. ayet: Andolsun, ilk inşa (yaratma)yı bildiniz; ama öğüt alıp-düşünmeniz gerekmez mi?
63. ayet: Şimdi ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü?
64. ayet: Onu sizler mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz?
65. ayet: Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız.
66. ayet: (Şöyle de sızlanırdınız:) “Doğrusu biz, ağır bir borç altına girip-zorlandık.”
67. ayet: “Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık.”
68. ayet: Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü?
69. ayet: Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz?
70. ayet: Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?
71. ayet: Şimdi yakmakta olduğunuz ateşi gördünüz mü?
72. ayet: Onun ağacını sizler mi inşa ettiniz (yarattınız), yoksa onu inşa eden Biz miyiz?
73. ayet: Biz onu hem bir öğüt ve hatırlatma (konusu), hem ihtiyacı olanlara bir meta kıldık.
74. ayet: Şu halde büyük Rabbini ismiyle tesbih et.
75. ayet: Hayır, yıldızların yer (mevki)lerine yemin ederim.
76. ayet: Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir.
77. ayet: Elbette bu, bir Kur’an-ı Kerim’dir.
78. ayet: Saklanmış-korunmuş bir Kitap’ta (yazılı)dır.
79. ayet: Ona, temizlenip-arınmış olanlardan başkası dokunamaz.
80. ayet: Alemlerin Rabbinden indirilmedir.
81. ayet: Şimdi siz bu sözü mü hor görüp-küçümsüyorsunuz?
82. ayet: Ve rızkınızı (Kur’an’dan yararlanma nimetini bırakıp onu) mutlaka yalan saymaktan ibaret mi kılıyorsunuz?
83. ayet: Hele can boğaza gelip dayandığında,
84. ayet: Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz,
85. ayet: Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.
86. ayet: İşte o vakit, eğer ceza görmeyecek iseniz,
87. ayet: Eğer doğru söylüyorsanız, onu, (çıkmakta olan canı) geri çevirsenize.
88. ayet: Eğer o (ölecek kişi), yakın kılınan (mukarreb olan)lardan ise,
89. ayet: Bu durumda rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle donatılmış cennet (onundur).
90. ayet: Ve eğer “Ashab-ı Yemin”den ise,
91. ayet: Artık, “Ashab-ı Yemin”den selam sana.
92. ayet: Ve eğer o, yalanlayan sapıklardan ise,
93. ayet: Artık (onun için) alabildiğine kaynar sudan bir şölen vardır.
94. ayet: Ve çılgınca yanan ateşe bir atılma da.
95. ayet: Şüphesiz bu, kesin bilgi ifade eden bir gerçektir (Hakku’l-Yakin).
96. ayet: Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et.
Vakıa Suresinin Fazileti
Vakıa Suresi fazileti, sahabi efendilerimizden olan Abdullah ibni Mesud’dan (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah buyurdular ki: ‘Her kim her gece Vakıa Suresini okursa, ona asla fakirlik isabet etmez.’ Hayatlarında fakirlik yaşamak istemeyen kişilere okumaları tavsiye edilen bu sure ile ilgili bir başka hadis-i şerif de ‘Vakıa Suresi, zenginlik suresidir. Onu okuyunuz ve kadınlarınıza, çocuklarınıza öğretiniz.’
Dersten notlar🌸 “Terbiye edilmiş bir uykumuz olmadığı için, terbiye edilmemiş hayatlara sahibiyiz.” “Uyku ölümün kardeşi, uyanma dirilişin kardeşidir.” “Uyku yarı ölüm, ölüm tam uykudur.” İyi uyku için 5 şey gerek: ✓Rahat vicdan ✓Rahat mide: uyku ve yemek arasında en az 3-4 saat koyun. Midenizin 3/1’i boş kalmalı. ✓Rahat zihin: gündüz harama nazar etmiş göz , haram duymuş kulak, o uzuvlar… Gündüz ne ile meşgulsen gece onunla meşgul olursun. ✓Rahat gün ✓Rahat yatak 🌸Çok değil kıvamında uyu ki sıhhatli olasın: 5-8 saat. 8 saatten fazla uyku hastalıktir! 4-5 saatten azıda sıkıntılı. °Bünyenin alıştırılması °Terbiyeye varmak 🌸Az değil kararında uyku ki kuvvetli kalasın! 4 saatten aşağı, terbiyeye tabi tutmadan yapılan uyku, uykuya zulmetmek karara aykırı davranmaktır. Bedenine haksızlık etmiş oluyorsun. 🌸Doğru vakitlerde uyu ki fayda bulasın. Peygamberimiz yatsıdan sonra yatın, fazla dünya kelamı etmeyin, yatsı ile uyku arası çok zaman bırakmayın derdi. Peygamberimiz Yatsıdan önce uyumayı, yatsıdan sonra konuşmayı hoş görmezdi. Havvat b. Cübeyr(ra) şöyle der: “Gündüzün evvelinde uyumak dalgınlık, ortasında uyumak güzellik, sonunda uyumak ise ahmaklıktır.” Sabah namazından 45 dakika sonraya kadar kerahat vakti, o vakitte uyku mekruh. ✓Güneş doğarken sen de doğ hayatın içine yorganın altında olma! ✓İkindiden akşama kadar olan vakit uykuya giderse bitkinlik, dalgınlık, fakirlik sebebidir. ✓Günün ortasında 30-45 dk olan uyku dinçleştirir. 🌸Sürekli değil fasıla vererek uyu ki kalite elde edesin. 🌸Kafana göre değil sünnete göre uyu ki lezzet alasın. Abdestli uyu, sağ tarafına uyu, kıbleye ayağına uzatıp uyuma, sağ elini sağ yanağına koy, dizlerine kendine çek , Felak İhlas Nas okuyup bütün vücudunu sıvazla. Ayetel Kürsi oku. Son tespihat 33 kere 3 tesbihat. Ölümün kardeşidir uyku, kalkıp kalkmamak var. Gün muhasebesi yapacaksın ve öyle uyuyacaksın. Yüz üstü yatmak Allah’ın sevmediği bir uyuma şeklidir. Sünnet üzere uyku farklı bir lezzet tattırır. 🌸Unutarak değil hatırlayarak uyu ki uyanabilesin. Sadece alarmı değil , kalbini de kur ey insan! Şeytan uyuyan insanın ense köküne 3 düğüm atar. 1. Düğüm kalkınca çözüldü. 2. Düğüm abdestte 3. Düğüm namazı kılınca çözülür. ✓Böylece neşeli ve huzurlu bir şekilde sabahlar. “İnsanlar uykudadır ancak ölünce uyanırlar.” Hz. Ali “Bütün uyuyanları uyandırmak için bir uyanık yeter.” Ümmetim için en çok şu hususlardan korkuyorum: °Şişmanlık °Uykuya düşkünlük °Tembellik °İman zayıflığı 60 yıllık insan ömründe eğer günde 8 saat uyursa 16 yıl ömür uykuda geçiriyor… Zaten ilk 10 yıl çocukluk… Geriye 34 yıl kalıyor. Eğer bunu 5 saate indirirsek 10 yıl uykuda geçiyor. 6 yıl kârdayız… Malcom X dava adamı araştır! Herkes gitse sen kalsan müslüman sağına soluna bakmadan Mümince yaşamak zorundadır! Bizim kitlelerle işimiz yok, kendimize bakıyoruz. Uyanacağız ki uyanalım! 🍃Güncelleme: Bu programı izlediğimden beri ara ara tökezlemeler yaşasam da uykum o kadar düzene girdi ki… Etrafımdakiler de bu duruma çok şaşkın. Uykuya fazlasıyla düşkün bir insan olan ben 5 6 saatlik uykuyla çok dinç bir şekilde hayatımı düzene sokabiliyorum ve günümü o kadar bereketlendirdi ki… 🙂 Bu notu buraya kadar okuyan biricik kardeşlerim sizde benim gibiyseniz inanın bana sabahın tadını, verimini alınca asla o vakitlerde uyumak istemeyeceksiniz. 🙂
Nitekim Habil de Allah’a her şeyin en iyisinden veriyordu. Kabil ise çürük çarık veriyordu. O misal..
Hepimizden Allah razı olur inşallah. 🤲🏻🌹
yerlerin vegöklerin.sahibi yüceyaratan rabbim.sen.affeden vebagislayansin. ,