Tevazu’nun zıddı olan kibrin hakikatı ve afeti

Hadis-i şerifte buyrulmuştur ki:
Kalbinde zerre kadar kibri olan Cennet’e giremez.”

Resül-i Ekrem’e (s.a.v) S a b i t b. K a y s:
Ya Resülallah, ben süs ve zineti severim, bu da kibirden midir? diye sorduğunda, Resül-i Ekrem:
“Hayır, o kibir değil; kibir, Hakk’a karşı böbürlenmek ve insanlara hakarettir.” buyurmakla kibri bu iki afet ile izah etmiştir.

Bir hadis-i şeriflerin de Resül-i Ekrem (s.a.v):
“Kula, din kardeşini hakir görmesi kötülük olarak yeter.”[1] buyurmuştur.
Nitekim İ s r a i l oğullarında, biri ibadetle, diğeri de kötülükle şöhret bulan iki kimse vardı. Hatta rivayete göre abidin başında daima bir bulut bulunur ve onu gölgelendirirdi. Kötü bir insan bir gün bu abidin yanından geçerken, Bu adam iyi bir insan, ben ise kötü bir insanım. Bunun yanında biraz oturayım. Umulur ki, bunun yüzü suyu hürmetine Allah Teala beni de affeder diyerek adamın yanına oturdu. Abid, bu kötü insan kim oluyor ki, benim yanımda oturuyor, düşüncesiyle adamı kovar.

Bunun üzerine Allah Teala zamanın peygamberine, her ikisinin de geçmişini yok ettim adamı affettim, abidin ibadetini yok ettim. Her iki kimse de yeniden ibadete başlasınlar diye vahyetti.
Rivayete göre Ö m e r b. A b d ü a z i z ‘e bir misafir gelmişti. Akşam lambanın yağı bittiği için lamba sönmeğe başladı. Halbuki kendisi bir şeyler yazıyordu. Misafir:

“Ben bunu düzelteyim” dedi. Ömer b. Abdülaziz: “Hayır misafire hizmet ettirmek kerem değildir,” dedi.
Misafir: O halde hizmetçiye haber vereyim, dedi. Ömer b. Abdülaziz: “Hizmetçi yeni uykuya yattı. Onu uyandırmak da doğru değildir,” diyerek bizzat, kendi eliyle lambanın yağını koydu ve ışığı yaktı. Misafir: “Bizzat kendin bu işi yaptın? deyince, Ömer:
“Evet giderken de Ömer, gelirken de yine Ömer  idim, hiçbir şey değişmedi. İnsanların hayırlısı “Tevazu” gösterendir,” dedi.
 Hz. A l i (r.a) de. “İnsanın bizzat kendi eliyle, evine ihtiyacını götürmesi, ona bir noksanlık getirmez.” demiştir.
Evinin ihtiyacını kendi eliyle götürmemek de kibirdendir ve tevazuun aksidir. (zıddıdır) Resül-i Ekrem (s.a.v) bizzat kendisi tutar ve evine götürürdü.
[1] Müslim.

Tevazu’nun zıddı olan kibrin hakikatı ve afeti Konusunda Sonuç Bilgileri

Tevazu’nun zıddı olan kibrin hakikatı ve afeti hakkında çok şey öğrendiğiniz ve belki de önceden bilmediğiniz birçok bilgiyi keşfettiğiniz umuyoruz. Yeni bilgiler edinmek, islam dinini öğrenirken iyileşme sürecinde önemli bir adımdır ve bilgi, güce dönüşebilir. Bu nedenle, bu makaleyle ilgili düşüncelerinizi ve yorumlarınızı paylaşarak bizimle etkileşime geçmekten çekinmeyin. Her türlü geri bildiriminiz bizim için değerlidir ve gelecekteki çalışmalarımızı iyileştirmemize yardımcı olur. Sizlerle daha fazla ilginç bilgi paylaşmak için sabırsızlanıyoruz! Daha ayrıntılı bir araştırma için Huzur Kapısı sitemizde arama yapabilirsiniz. Yeni içeriklerimiz için sitemizi sık sık ziyaret edebilir bildirimleri açabilirsiniz. Sonuçta Tevazu’nun zıddı olan kibrin hakikatı ve afeti konusunda diğer ziyaretçilerimizin yorumları için sayfanın en altına gidebilirsiniz. Makalemizle ilgili destek ve eleştirileriniz için değerli yorumlarınızı bekliyoruz.

 

Senin yorumun bizler için Çok değerli... Lütfen Yorum yapınız.

E-posta hesabınız kaydedilmez.

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com