Gençlik yıllarında kumar alışkanlığı nedeniyle sık sık evine geç bir erkek, her zaman sabırla bekleyen eşinin bir davranışı, eşini hem bu kötü alışkanlıktan kurtarır hem de ona ve yuvasına bağlılığını pekiştirir. Eve geç gelmeyi alışkanlık haline getiren erkek, her zamanki gibi gecenin geç bir vakti evinin kapısını çalar. Eşi hesap sormak bir yana, eşini sevgiyle karşılar: “Karnın açtır. Çorba içer misin?” Bu yaklaşım karşısında hayli utanıp mahcup olan kocası, bir daha asla evine böyle geç gelmemiştir.
Erkeğin eve geç gelmesi aileyi sarsıyor
Evlilikte “anlayış” ve “hoşgörü” denilince bacımızın yaşadığı bu olay gibi ender de olsa mutlu sonla biten örnekler yaşanabiliyor. Kafamızın bir köşesinde bu hoşgörü ve mükemmel davranış tablosunu kaydettik diyelim. Peki, kadınların hepsi bu bacımız kadar sabırlı ve hoşgörülü, erkekler de eşinin hal diliyle verdiği mesajı bir çırpıda alabilecek feraset sahibi olabiliyor mu?
Akşamın geç bir saati sabırsızlık ve merak içinde evin ortasında dönüp duran bir kadın, eşi nerede olduğunu ve neden gecikeceğini haber vermemişse, muhtemelen “hesap sormak” için kapının çalmasını bekler. Peki ya erkek? Geç gelme sebebi evdeki huzursuzluk, bitmek bilmeyen kavgalar vs. değilse, durup dururken eşini ve çocuklarını bekletmek ister mi? Neden eve geç gelinir? Ya da aile ihmale gelir mi?
Erkeğinin eve geç gelişi, ilgi ve sevgi bekleyen, birlikte vakit geçirmek isteyen hanımları en çok üzen konular arasında yer alıyor. Adı üstünde “hayat arkadaşı” olan eşi evde beklerken, bir erkeğin arkadaşlarını, işini tercih ederek ya da hizmet faaliyetlerinde saatlere dikkat etmeyerek ailesini ihmal etmesi, aile hayatında derin çatlaklara zemin hazırlıyor. Zaman içinde bu ihmal telafi edilmediğinde, bu çatlaklar fay kırıklarına dönüşüp aile binasının yıkımına kadar uzanan sorunlara yol açabiliyor.
[1] Semerkand Aile (Sevdiklerinize Solmayan Bir Gül)